16 Şubat 2013 Cumartesi

Anneme


Bana hayat verene…Hayat vermek, salt can vermek olaydi, belki de adi hayat vermek olmazdi…

Canima, anneme, gökkusagima, cansuyuma


Daha nice en güzel yillarini hep birlikte yasamak dilegiyle,kutlu olsun yeni yaşın



Bir Kücük Kiz Cocugu

Kücük bir kiz cocugu taniyorum ben
Müzik gibi,… gönle dolan, ice isleyen
Kemanin ninnileriyle büyümüs olmasindan belki
Müzik gibi sarip sarmalayan, iyilestiren

14 Şubat 2013 Perşembe

Aşk dediğin laftır derler, sakin kanma onlara...


Nedir kimyası bilinmez, kime neden aşık oluruz, hesapsız kitapsız aşklar söz konusu olduğunda… Zıt güçler dengesi mi, yoksa öbür yarımız midir aradığımız… Üzerine o kadar çok yazılıp söylenmiş ki… Ama işte, her neyse sebebi, hayatın bize sunduğu en adrenalini, serotonini, çarpıntısı bol, en zamansız yakalandığımız, kimi göklerde gezinip kimi yerlerde süründüğümüz, ama asla bi daha nolur demekten vazgeçmediğimiz en muhteşem duygulardan biri..

Hani;

Pamuk helvayı ısırmak gibi, toz pembe, yumuşacık ve şeker tadında, ağızda eriyen..

Çikolata gibi, karşı konulamaz, baştan çıkaran, hiç doymadığın ve hep aklında, tatlı bir kaçamak hınzırlığında

8 Şubat 2013 Cuma

Kadınsı Şeyler


Geçtiğimiz yaz düşmüştü aklıma…
O gün yaşadığım, hayatın ufacık bir detayı, bir an geçirtiverdi aklımdan bu düşünceyi..“Seviyorum ben kadın olmayı“ dedim…

Sıcaktan bunaldığımız bir yaz günüydü, aslında sıradan her zamanki gibi işte..“vaktin var mı 1 saat boşum var“ dedi telefondaki ses… Hemen o bir saati en iyi şekilde değerlendirmek için buluştuk günün orta yerinde kız arkadaşımla, vakti en iyi değerlendirebilmek için hem bir çırpıda soframızı bahçeye kurarken hem de başlamıştı sohbet çoktan..Sohbetin arasına, masaya getir götürler sırasında dudağa bir de şarkı ilişmişti farkında olmadan… Birazdan etekleri şöyle bir toplayıp bahçe hortumuyla ayaklarımızı çocuk neşesiyle ıslatip, soğuk sarabimizi açtığımızda, geçirmiştim işte içimden…O ufacık zaman dilimini incelikli saatlere çevirebilmek, bir çırpıda bir parça hayatlarımızın içine karşılıklı dalıp çıkabilmek ne keyifli seydi.. sanırım tek kadınların dünyasındaydı bu, aynı anda yeni yapılmış reçelin tarifiyle, çocukların konusunu, yetiştirilmesi gereken faturalarla, karşılaşılan yeni kişinin akıbetini, işteki sıkıntılarla gidilmek istenen tatilin heyecanını, hayallerle gerçekleri, acılarla tatlıları aynı kapta buluşturmak…

İşte o konuşmalar sırasında bir de aklımdan bunlar geçti..Bu „kadınca yaşamayı, kadınca düşünmeyi, kadınca hissetmeyi“ seviyorum ben dedim…