Bir masal anlatimidir gidiyor son senelerde, bilmem farkindamisiniz?
Kim anlatiyor, neden anlatiyor diyorum ben…
Hemen hepimiz masallarla büyüdük, cocuklugumuzda büyük- annelerin/babalarin anlattigi masallarla… Bir varmis bir yokmusla baslayan, tekerlemelerle devam eden, sonunda hep iyilerin kazandigi masallardi bunlar.
Masallar güzeldir; hem cocuklar icin tamamen onlara ayrilmis sihirli bir dünyada bulunmaktir, hemde cocuklarin büyürken hayal dünyalarini gelistirmeye, olaylara degisik perspektiflerden bakmalarina, iyi ve kötüyü ayirt etmelerine, kafalarinin icinde dönen sorulara cevap bulmalarina yardimci olur.
Masallar, aslinda toplumlarin kültürel mirasinin gelecek nesillere aktarimidir, bu sebeble de cogu arastirmanin konusu olmuslardir.
Bütün masallar ayni degildir elbet, benim –konuya giris olarak- deginmek istedigim masallar; 18.yy da Grimm kardeslerin eski alman efsanelerini, anlatilarini derleyip masal haline getirerek, aslinda o dönemde, kültürel ve toplumsal yasamda rol ve davranislarin nasil olmasi gerektigini anlattiklari geleneksel Grimm masallari. Pamuk Prenses ve 7 Cüceler, Cindrella, Kurbaga Prens, Kirmizi Baslikli Kiz gibi…
Bu masallarda, biraz dikkatle bakarsaniz, güzel ve cirkin kizlar vardir, güzel olanlar hep hamarat, becerikli, „makus kaderine“ boyun egen, sabir gösteren ve kurtulusu disardan gelecek kurtarici bir gücte - ki bu cogunlukla bir prenstir- olan kizlardir. Cirkin kizlar, genelde cadidir, ev islerinden de hic anlamazlar, tembeldirler, prensler de onlari hic bir zaman secmez zaten, üstüne üstlük bir de evde kalirlar. Kadinlar arasinda hep bir cekememezlik, kiskanclik, ayak kaydirma söz konusudur. Üvey anne, güzelligine tahammül edemedigi pamuk prensesi öldürülmesi icin avciyla ormana yollar, Cindrella’nin üvey kardesleri, cirkin, kötü ve tembeldir. Masallardaki erkek kurtarici karakter ise hep güclüdür, sadece kas gücü olarak degil ekonomik ve sosyal acidan da güclüdür, rakiplerini hem gücü hem zekasiyla alteder ve güzel ve masum kizi yasadigi zorlu hayattan kurtarir. Kurtarilan kiz, masalin sonunda hep prensle evlenir ve san, satafata kavusur, saraylarda yasar.Anafikir sudur; Kadin güzel olmalidir ama ayni zamanda hamarat, becerikli ve sabirli, güclüklere sessizce boyun egen. Bu kizlar sonunda, güclü bir erkegin uzattigi el ile iyi bir yasama kavusarak ödüllendirilirler. Erkekler ise sosyal cevrelerinde güclü ve sözü gecen olmalilar.
Elbette ki 18.yy ve aslinda daha gerilere ait olan bu bakis acisi, daha sonraki dönem masallariyla dengelenmistir. Sonraki nesillerin kiz cocuklari, artik kurbagalarin öpülerek prense dönmediginin, ocak basinda bekleyerek prensin elinde kristal ayakkabi ile gelmiyeceginin farkindaligi ile büyüdüler.
Ama 21.yy i sürdügümüz su cagda, Grimm kardesler geri dönmüs olmalilar diye düsünüyorum. Evet artik masallar anlatilmiyor ama zamaninda Grimm kardeslerin üstlendigi görev görsel medya tarafindan üstlenilmis durumda, „Büyüklere Masallar“ olarak „prime time“ da… Son senelerde degisik TV kanallarinda oynayan dizilerin ana konularina kisaca deginirsek; basrolde genc ve güzel kadin; ya terkedilmis, ya cocuguyla hayatta tek basina ayakta durmaya calisiyor ya kendindeki „erdemleri“ ortaya cikaramiyor ama her durumda maddi durumu ya cok kötü ya idare eder vaziyetlerde, ama gene de „makus kaderiyle“ sessiz sedasiz basa cikmaya calisiyor, etrafinda onu cekemeyen diger „cirkin“, „beceriksiz“ hemcinsleri cabasi. Iste tam bu sirada dizinin beyaz atli prensi geliyor, her durumda ekonomik ve sosyal konumu yüksek, bu konumu dolayisiyla da hem kendi hemcinslerini bir cirpida elemine ederken, „saf ve güzel kizin“ etrafindaki „kötü üvey annenin“ ve diger „cadilarin“ cezasini tek tek veriyor. Bu dizilerde kadin becerikli ve basarili da olsa mutlaka o güclü erkegin korumasina ihtiyac duyuyor, ancak onun kanatlari altinda gücünü toparlayip, kendini ortaya koyabiliyor. Sonrasinda ise zengin ve güclü bir hayat onu bekliyor.
Güzellik en önemli erdem olarak ortaya konuyor, diger yetenek ve beceriler onun arkasindan gelebiliyor ancak…son moda sac, giyim kusam, estetik operasyonlar ön plana cikartiliyor. Güzel ve bakimli ama bir o kadar basarili ve güclü „cocuk da yaparim kariyer de“ diyen mutlu kadin tablolari cizilirken, bu kadinlarin mutlu olma sebebi kendi hayatlarini istedikleri gibi yasayabilmelerinden, özgürlüklerinden kaynaklanmiyor, tüketimin ön planda tutuldugu, güzel basarili is ve ev kadini olmalari gerekliligi motifi arka planda caktirmadan veriliyor masali izleyenlere...
Ve nasil ki, kücükken bir prenses olma hayaliyle yasayan kücük kizlar varsa, simdilerde ki yeni Grimm masallari da „prenses kizlara“ benzemeye calisan,bu ugurda her türlü tüketime acik olan, bu hayalle prenslerini bekleyen, hayattaki amaclari kendilerini egitmek, benliklerini gelistirmek, arastirmak, sormak sorgulamak, özgür bir ruha ve bedene sahip olmak fikrinden, cabasindan cok uzak kizlari yetistiriyor. Neden dersiniz acaba?
Çok haklısın büyükleri uyuşturmaya yönelik masallar ,dolanıyor beyaz camda.Dizilerin biri bitiyor diğeri başlıyor..
YanıtlaSilÇocukların masalları yine hayal dünyalarını geliştirmek adına , büyüklerinkine ne demeli ?
cocuk masallari ayni zamanda rüyalara da gecisi saglarmis, bize anlatilanlar da direk uykuya gecisi sagliyor yani :)
YanıtlaSilbu masal olayına ben de takılıyorum bazen...masallarda hiç kendi hayatını kontrol edebilmek adına çalışan kızlar yok...Kızlar güzel ama bütün gün ev işi yapıyorlar, sonra yakışıklı bir prens tarafından beğeniliyorlar ve evlenip mutlu oluyorlar. Bu bizim kız çocuklarımıza nasıl bir mesaj veriyor acaba?
YanıtlaSilisin kötüsü cocuklukta anlatilan masallarla, büyüyünce anlatilanlar hic degismiyor..biz de dinlemeye devam ediyoruz :)
YanıtlaSilKüçük bir şehirde masalların büyüsüyle merak edip durursun dünyayı...
YanıtlaSilDünyaya açılacak kadar büyüdüğünde ise gerçeklik duvarına çoktan toslamış oluyorsun.
Masallar gerekli miydi diye bakıyorum şimdi,belki kim bilir çocukluğun o tertemiz ve saf dünyasını büyülü kılan bir tarafı olabilir ama sonrasında bu büyülü zamanların diyetini çokça hayal kırıklığı,varolan güzelliklerden ziyade olmayan güzelliklere ulaşma telaşı ve mücadele etmeye dair takatsizlik ile ödüyorsunuz:)
Üzerinde düşünülmesi gereken bir konuydu.teşekkürler:)
Masallar tabii ki güzel, üstelik cocuklugun o büyülü, genis hayal dünyasi icin degerli bir esin kaynagi. Ama hep ayni masal anlatilmamali, hep tek yönlü olmasin masallar. Ama cocukluk masallarini, büyüdügümüzde de anlatmaya devam etmeleri beni düsündüren, cünkü masallar kücükken uykuya hazirlar, rüyalara..ama ya büyüyünce? hangi uykuya bu hazirlik?
YanıtlaSilbu masallarla ılgılı bır kıtap vardı. ısmını unuttum ama..
YanıtlaSilAynı olaya aynı fikirlerle ama farklı bakış açılarıyla yaklaşmışız. Meali: Özümüz aynı:)
YanıtlaSilHer kadın içinde hem bir pamuk prensen hem de bir feminist barındırır. Hangisinin yönetimi ele alacağı ise kadının kişiliğine ve de hayatında tuttuğu erkeğe olan sevgisinin boyuruna bağlıdır. Bence tabi...