4 Kasım 2011 Cuma

Kozadan cikmak

Eyvah! Oglum büyümüs dedim...Eh bunu yeni mi farkediyorsun denebilir tabii ki bana … ne yazik ki „o gün“ gelene kadar, yani cocugunuz valizini toplayip artik „kendi evi“ne gittigi ana kadar o hala sizin dünkü kücük oglunuz gibi geliyor, ya da en azindan insan sanki o an hic gelmiyecekmis gibi yasiyor. „Eee..ne zaman gecti bunca zaman, ben hic farketmedim, üstelik daha hazirlamamistimda kendimi“ diyor ic ses bir yerlerden ama cevabini da aliyor „tabii ki gidecek, hayatinin en güzel yillari, üniversite yillari basliyor, simdi degilse ne zaman, hem sen, üstelik de 17 yasinda elinde valizin cikip gitmedin mi uzaklara, üniversite icin?“ Simdi de o kanatlanip gidiyor iste…  


Ama onlar kozalarindan cikip kanatlarini cirparak ucarken, biz binbir zahmetle kurdugumuz ve simdi ici bos o kozaya bakarak anlamaya calisiyoruz olan biteni.
Aslinda hersey kelebegin hikayesi gibi; hani tirtil halinden güzel bir kelebege dönen ve artik o dar gelen kozasindan binbir güclükle, caba ve cirpinisla cikmaya ugrasirken ayni zamanda da ciktiginda ucmasi icin kanatlarinin ihtiyaci olan gücü bu sayede kanatlarina toplayan kelebegin… Yani diger bir deyisle ergenlik dönemi… Her anne babanin „tanrim neler oluyor cocuguma“ panigini yasadigi,  cocuklarimizin bir gününün  bir gününe uymadigi, degisen ruh halini, vucüdunu kozasinda nereye koyacagini bilemedigi ve bu yüzden huzursuz, isyankar, asi yapisiyla kendisinin dahi basa cikamadigi, daha düne kadar keyifle bir dolu seyi paylasirken simdi „esref saatinden esref saatine“ damlalikla verilen mutluluk saatleriyle yetinmek zorunda kaldigimiz dönem. Bir nevi hazirlik zamani kozada, artik disardaki hayata hazirlanan kipir kipir bir yasamin ritmi, kanatlara güc toplama dönemi. Haliyle huzursuz, haliyle güc ve yorucu… Ama biz bunu anlamaya, yorumlamaya ugrasip dururken onlar yeni durumlarinin savasini verip artik ergen degil bir yetiskin oluveriyorlar. Ve bir bakiyorsunuz ki, koza yirtilmis ve o da kanatlarini salliyor kendini bekleyen hayata büyük bir keyifle.

Su an iki durumu birden yasiyorum, bir tanesi uctu gitti, digeri ise, iste o sancili dönemi yasiyor, güc topluyor simdilik kanatlarina güzel "kelebegim" kozasinda…

Gecenlerde sunu düsündüm, aslinda biz cocuklarimizla iste bu döneme kadar dolu dolu bir seyler paylasabiliyoruz, daha da dogrusu, eger paylasimdan konusuyorsak, onlarin yürüme, konusma, tuvalet gibi problemlerini halletmis oldugu, kismen sosyallesmeye basladigi yaklasik 3 yas ile 13-15 yas arasi. Yani hepi topu 10 sene gibi birsey… Ondan sonrasi ise demin anlattigim sekilde ve hic tahmin edilemez bir süratte tamamlanip biten bir sürec…
Tabii ki bu bir son degil, yeni bir baslangic sadece ve ben bu yeni döneme uyum saglamaya calisiyorum... Bundan sonra bize düsen, ona kanatlarini diledigince özgür cirpabilecegi, yoruldugunda gelip sualsiz dinlenebilecegi, yolunu kaybettiginde mümkün olan cikislari görmesini saglayacak firsatlari tanimak, gereginde rehber olmak, gereginde dinlemek, gereginde anlamak, gereginde susmak, artik eskisi kadar görememenin özlemini hep tasimak, merak etmek ama bunlari artik daha fazla kendi icinde yasamayi ögrenmek … herhalde…daha o kisma yeni basliyorum zira…

Hafta sonu ailenin en mini minigi, Ebru’cugumun kizi (kizkardesimin) Zeynep bendeydi. Daha önce de yazmistim, o benim icimdeki kücük cocugun arkadasi, cok egleniyoruz birlikte. Henüz onunla keyifle cok sey paylasilabiliyor ben de bunun tadini cikariyorum. Bence aileler cocuklari iste böyle belli sirayla dogurmali ki, birileri giderken birileri kalsin geride…
Mutfaga girdik, cünkü o muffin yapmak istedi ve bu sefer Itirli Mutfak’ta tarif Zeyno’dan geldi.


Dogumla baslayan ve bir nevi deliligin sinirlarinda dolasmak olan annelik kavramiyla ilgili ve özellikle o ilk yillara dair cok keyifle, her satirini ic gecirerek okudugum sevgili Deli Anne’nin "Annelik Dönüsümü" yazisina da burdan gönderme yapiyorum.  Artik geri dönülemez metamorfozun baslangic kismi…

12 yorum:

  1. Oğlumla yıllar sonrası geldi gözlerimin önüne; anneliğin değerini daha çok bilmeliyim, sevgiler :)

    YanıtlaSil
  2. Demin okudum cam kozalaklarini..ne keyifli
    Ayni zamanda cok keyifli bir dönem, inan su gibi akip gidiyor keyfini cikar..sevgiler benden de

    YanıtlaSil
  3. Yazıya başlarken daha kendi yazımla paralellik mi desem, zıtlık mı desem bir ilişki kurdum hemen. Ve çoğu zaman yazarken daha burkuluyorum, bunca şikayetlendiğini bir gün özlemle anacaksın diyorum. Kıymetini bil diyorum ama içindeyken bilemiyoruz, ah bilsek keşke.. Şimdi yazdıklarını okudum, gözlerim buğulandı, burkuldu içim..

    Özellikle şu çok koyuyor bana.. 3 yaş sonrası ve 17 yaşa kadar muhtemel beraberlik.. koca ömürde öyle az birlikte oluyormuş ki anne baba çocuklarıyla.. kendmi düşünüyorum; ben de bu yaşlarda çıktım evden ve bir daha dönmedim oraya. Çok az bir zaman ama çocuklarım hem özgür olsunlar istiyorum, hem de gitmesinler yanımdan.. zor!

    YanıtlaSil
  4. paralellik aslinda Müminecigim, ben de senin yazini okurken, benimkinin basina aynen koyabilirdim bu yasananlari diye düsündüm. ilk senelerin zorlugu ve güzelligi, yorgunlugu ve vicdan azabi icice gecerek yasaniyor. O yorgunlugu bir sekilde üstünden attigini hissettigin anda da bakiyorsun yoklar..

    ayni dedigin gibi, hem özgür olsunlar hem de burda olsunlar diyorsun hemen alisamiyorsun iste..

    ama hic pismanlik duyma, yazdiklarin, yasadiklarin o kadar dogal o kadar normal ki... zaten degilmi ki kendimizi öyle ya da böyle hep eksik hissedecegiz bu annelik yolunda. Vicdan azabi, acaba yeterli degilmiydim hissi hic bitmeyecek sanirim.

    YanıtlaSil
  5. canim benim, yine ne güzel yazmissin.... gercek ve duygu yüklü... resimlere bayildim...

    YanıtlaSil
  6. simdi su anda bunu okuyunca yine evime gitmek istedim gidip annemin kucagina siginmak. her dertten uzak anne baba yaninda olmanin keyfini cikarmak. cok istedim hem de cok istedim.
    sevgiler melange

    YanıtlaSil
  7. kac yasina gelirsek gelelim, her zaman icin en güclü siginak olacak annemizin kucagi bizim icin..
    sevgiler benden de:)

    YanıtlaSil
  8. ne kadar guzel yazmısısnnnnn ne kadar hıssettırerekkk...artık takıpteyım

    YanıtlaSil
  9. Hande (Nil'in kardeşi)11 Kasım 2011 05:45

    "Kendi evine taşındı" dediğinizde, hissedemeden "Ee, 20 yaşına gelmiş" demiştim. Ama yazıyı ağlayarak okudum. Empati şimdi oluştu. Şimdi "Bir gün Demir de...." diyebildim çünkü. Elinize sağlık. Süper olmuş. Blog'un sıkı takipçisi olacağım. Çok selamlar...

    YanıtlaSil
  10. Hande'cigim, henüz Demir'le bol bool vaktiniz var, tadini cikar bu güzel zamanlarin. Takip etmene cok sevindim, desene sik görüsecegiz artik :) cok sevgiler

    YanıtlaSil
  11. Kokosss...:) merhaba ve hosgeldin
    sevgiler

    YanıtlaSil