29 Haziran 2012 Cuma

Türkiye’nin Toscanasi

Subatan'in elmalari
Yaz basi ayri bir keyifli Ege kiyilari derim ya hep, ama yaz basi, ortasi, sonu her dem ayri güzel olan bir yer var ki bizim gönlümüzde; sicaktan, kalabaliktan, nemden, gürültüden yani kisaca yazin sundugu „yan nimetlerden“ basimizi almak istedigimizde kendimizi attigimiz, soluklandigimiz, hayat buldugumuz bir yer…

Bozdag’in Subatan Yaylasi burasi… Gediz ve Kücük Menderesin arasinda uzanan 120 km lik Bozdaglarin, Ödemis-Salihli yolunun tam ortasinda yer alan 2159 m ile en yüksek dorugu olan Bozdag’in Subatan yaylasi.

Tabii bizi oraya ceken en basta, sevgili dayimizin Istanbul defterini kapatip son 20 küsur senedir yaz-kis ve „Teta“mizin de senenin büyük bölümünü gecirdigi, 1100 m irtifadaki yaylada elma agaclariyla dolu bahcedeki „mutluluk hane“leri, Teta’nin, her evden ayrilisimda „ya su dolmalardan cebime de doldursaydim, favayi da cantama soksaydim, ah o tatlidan kilo falan diye ne diye az yedim sanki“ gibi hain planlarima ve de hayiflanmalarima  vesile olan muhtesem yemekleri, icimizi yikayan sohbetleri, bir Türkiye tarihi olan anilari..


Tetanin mütevazi ve sicacik evi

Daha yola cikarken mutlu oluyorum Subatan yolunda…Cevre yolunu bitirip Ödemis yoluna girdiginizde Anadolu’nun en verimli ovalarindan birinde araba sürmenin mutlulugunu yasiyorsunuz, saginiz solunuz zengin tarlalar olunca bahar ayri güzel, güz ayri güzel buralarda… Hele bahardaki cicek tarlalari… Insan her seferinde nerde yasadigini unutup, „durdurun arabayi inecek var, cicek alicam“ der mi, der iste burdan gecerken..bana kalsa bütün arabayi ciceklerle doldurup bir de onlari Viyana’ya tasirim…Neyse her seferinde önce sevgilim sonra aklim bu cilginliga mani oluyor yola devam ediyoruz.

Ama bu yolda cilginliga gem vurmak zor, hele ki bir de günlerden Cumartesi ve biz Ödemis pazarina girdiysek… Eger Ege’deyseniz bir gün yolunuzu düsürün. Ben dünyanin her yerinde pazarlari ayri severim, ama kimi pazarlar vardir ki onlarin yeri de bir ayridir. Ödemis Pazari da bunlardan biri. Burasi 110 yillik bir Pazar, 21.000 m2 ye yayiliyor. Ben burda da unutuyorum, nerde yasadigimi, beni gören az ötede evden ciktim pazara geldim sanir, o yüzden ancak birazdan daga cikip evdekilere götürebilecek kadar alip nefsimi köreltiyorum, en azindan öyle inaniyorum cünkü aklim bir peynir delisi olarak muhtesem peynirlerde kaliyor elbet. Bir de o güzelim otlarda, Ege olur da cesit cesit ot olmaz mi, üstelik bu yöre cok meshur otlariyla..

Ama iste, o el dokumalarinin önüne geldigimizde artik beni kimse durduramiyor, eskiler yeniler, ne ararsaniz var. El oyasi carsaflar, yastiklar, el dokumasi örtüler, gümüs islemeli antikalar…

Ve nihayetinde, asil hedefimiz olan Subatan’a dogru, Bozdag’in eteklerine kurulu Bozdag köyünden gecerek yukarilara kivrila kivrila cikan araba yoluna giriyoruz. Yol boyunca trekking icin yolda olanlari görmeniz cok olasi, zira Bozdag ve yaylalarinda dag ve doga yürüyüsleri, dagcilik, kis sporlari, yamac parasütü, magaracilik gibi sporlar giderek önem kazaniyor. Bu bölgedeki dagcilik, kis sporlari ve doga yürüyüsleri icin daha genis bilgi isterseniz Idadik'in sayfasini da ziyaret edebilirsiniz. Ayrica Gölcük gölü özellikle gidilmeye ve balik yenmeye deger.


Yol yukari dogru cikarken, her kivrimda manzara ayri bir görünüm ve yükseklikle gelen bir görkem kazaniyor. Üstelik günün her saatinde ayri güzel bir yol bu..Artan her yükseklikte, biraz önceki pazarin canli coskulu hayatinin etkileri, kendini farkinda olmadan gectiginiz bir ruh dinginligine birakiyor. Asagida ucsuz bucaksiz Ödemis ovasi ve bu ovaya karsi heybetli bir durus sergileyen, birbirinden farkli cam agaclari, sedir,selvi,  kestane ve ceviz agaclariyla cevrili yamaclar.. Ve bu yamaclarin arasina serpilmis yaylalar..elma, kiraz, visne agaclariyla, Ödemis’in meshur patatesi olarak nam salan patates tarlalariyla..


Bu yolda benim favorilerim dag kecileri, hayranim onlara, yamaclarin dikligi engebesi üzerindeki umarsiz ziplamalari, altlarinda akip giden bosluga inat afiyetle otlarin keyfini sürmelerine bayiliyorum. Keci ve koyun yetistiriciligi önemli burada, Ödemis pazarinda, onlarin sütünden yapilmis halis tereyagi, peynir ve cökelekleri buluyorsunuz.





Sonunda cennet yaylaya, Subatan’a variyoruz, elbet tek yayla burasi degil Bozdag’da, bu yaylaya komşu olan ve giderek eko turizmin önem kazandigi Çamyayla, Artıcak, Ayrıcak, Başova yaylaları ve  Gölcük, Elmabağı, Bozdağ, Ayvacık, Gündalan, Küçük ve Büyük Çavdar yaylaları…

Insan bu yaylara cikinca, yazin neden deniz olmayan yerlerde yaylalara cikildigini daha iyi anliyor. Asagisi yaz ortasi 40 C lere varip yol buharlasmaya baslarken, yukarida mis gibi taze bir hava karsiliyor sizi, hem de 20 C lerde… Tanrilar cok önceden kesfetmis buralari, sonralari biz gelip almisiz ellerinden, o zamanlar basa cikiyormus tanrilar fanilerle…Nitekim zamanin altin ülkesi Lidya’nin krali Tmolos, bir av sirasinda yorulup Paktolos irmaginin (Gediz’e akan Sart cayi) buz gibi berrak  suyunu icmek isterken rastlar su perisi Arripe’ye ve kurtulamaz gazabindan Artemis’in. Zira bir ölümlünün arkadasi Arripe’ye olan aski cileden cikarir tanri Artemis’i, bir boganin boynuzlarinda can verir Tmolos ve mezari da o daga gömülür. Bozdag’in eski adidir Tmolos, adini da iste bu ask ugruna ölen Lidya kralindan alir.
Subatan ise adini  buradaki ufak bir düdenden aliyor, akarsuyun civarinda yürüyüs yaptigimda, hala daha buralarda kücük caglayanin dibinde su perisi Arripe’nin veya bir caliligin ardinda belki de ictigi güzel sarabin etkisiyle sizmis, Dionysos’un ögreticisi satyr Silenos’un saklandigini düslerim. Zira, bir masal ülkesindeymiscesine efsunlu bir güzellige sahip buralar. Efsundan mi, havasindan mi bilinmez ama buranin  iyilestirici özelligi oldugu da biliniyor, dagin her yerinden fiskiran yeralti sulari sifa niyetine iciliyor, bu bölgenin aktarlari gene yörede yetisen 40 degisik ottan iyilestirici merhemler, ilaclar yapiyorlar. Hastaliklarinin gidisi kötü olan cogu hastanin burada yasamaya basladiktan sonra ömrünün uzadigi da biliniyor. Bir nevi sifa yaylasi burasi…


Böyle düsünen baskalari da var. Ailenin sevgili komsulari Isik Yazan ve ekibi, burada kurduklari güzel evlerinde ve sirf bu amac icin kurulan büyük cadirda  dünyanin cesitli yerlerinden gelen katilimcilarla yaptiklari seminerlerde icsel bir yolculuga cikiyorlar. Daha mistik bir yer bulamazlardi sanirim bu sürec icin.

Bu onlarin tercihi tabii ki, ama ben orada oldugum zaman kendi icsel yolculuguma cikmak icin kimseye ihtiyac duymuyorum, o cennet size ihtiyaciniz olan her seyi sunuyor cünkü, o doganin icinde kendi kendime kalarak, yürüyerek, etrafi gözleyip hissederek, dinleyerek huzur buluyorum, en önemli sonuc degilmidir bu icsel yolculuklar icin; ic huzuruna ermek, dinginlesmek, hafiflemek ve sonucunda kendini mutlu ve kus kadar hafif hissetmek… Iste ben de  geriye hep kendimi ruhen arinmis (gerci o güzel sofradan sonra kilolarda arinma degil, artma oluyor ama) hissettigim bir dinginlikle dönüyorum. Her seferinde de, bahcenin icinde tamamlanmayi bekleyen kücük evimizi bitirip, birgün buraya yerlesme umuduyla… Benim ülkemin Toscana’sina…






22 yorum:

  1. şıp diye okudum keşke daha uzun sürseydi post, o kadar güzel anlatmışsın ki bir an yaylada hissettim kendimi :))

    YanıtlaSil
  2. Tesekkür ederim Bolatcim, bana kalsa daha da anlatirim bikmadan..mutlaka görmelisin oralari, deniz günes de güzel ama bu baska türlü dinlendiriyor insani..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsan izlerken okurken dahi dinleniyor bizzat orada olmak bambaşka olsa gerek:)

      Sil
  3. Gece gece çok iyi geldi yazın. Gittim geldim oralara, ne işim var buralarda dedim.
    Çok iyi adresler kaydettim sayende. İzmir`e yolumuz nasıl olsa düşüyor, bir şekilde Ödemiş`e gitmeli...Teşekkürler Itır`cım.

    YanıtlaSil
  4. Ah iste onu ben her buraya gelisimde diyorum, "ne isim var oralarda"..:)

    Tam senlik, bayilirsin sen..
    Öpüyorum Semi'cim

    YanıtlaSil
  5. Görülmesi gereken yerlerden biri olarak not alınmıştır. Çok güzel resimler ve anlatım. Tşekkürler melange.

    YanıtlaSil
  6. çok doğru bir tespit,Bozdağ bizim gönlümüzde de bir başka, güzel bir yazı, güzel fotoğraflar, küçük yürek çalan müziğe bayıldı, anne bu italya müziği dedi
    yüzü gülümsedi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hosgeldin suyun güncesi :)

      Demek sizde Bozdag sevenlerdensiniz, sevindim buna :)
      Minik yürege kocaman sevgiler benden

      Sil
  7. Nasıl da ihtiyacım var böyle bir yolculuğa, bağımsız, hiç bir şeyi hiç kimseyi düşünmeden, süresiz ve kendimle başbaşa. Öyle de güzel sunmuşsun ki Melange.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen doga, yeniden kendimize gelmemiz, güc toplamamiz icin en iyi arkadas..

      sevgiler yolluyorum Asuman'cim

      Sil
  8. heeey biliyoruuuum 2-3 defa gittim. sahiden doğa harikası. salihliden gidiliyooo.
    :)
    bence türkiyenin en güzel yeri olympos amaaaa.
    :)
    bu bozdağa yakın lidya sardes oteli var yeni iyi bi otel.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel orayi tanimis olanlardansin sen de..evet Olympos da harika bir yer cok haklisin..ben ege cografyasini cok seviyorum belki ondan oralari kayirmam :))
      Lidya Sardes otelini not ettim, tesekkürler :)

      Sil
  9. Orada yaşamak bir şans, orayı ziyaret etmek ayrı bir şans, orayı ziyaret edip seven birinin bu güzel yazısını okumak apayrı bir şans. Hiç bilmediğim bir yerdi. :)Eviniz bir an önce tamamlanır umarım Itırcım, sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir dee..böyle sevdigim blog arkadaslarina sahip olmak ve onlarin beni ziyareti de ayri bir sans..
      benden de bi dolu sevgiler sana :)

      Sil
  10. nefis bir coğrafya, sıcaklardan kaçmak için belki de en güzel seçenek. Yunanca öğrencilerimden biri Bozdağ'da yaşıyor. Her Cumartesi ders için İzmir'e geliyordu. Bir haftasonu dersi Bozdağ'da yapmayı teklif etmişti mimar Talat abi. Ormanın içinde, kendi yaptığı prefabrik evde nasıl güzel vakit geçirmiştik. Yeşil bir denizdi o orman, o günkü kadar coşkulu ders anlattığımı hatırlamıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ah tahmin ederim, cok keyifli gecmistir..bir cennet orasi, isin güzeli, orada sadece burayi sevenler ve bozmadan yasamak isteyenler mesken tutuyor, bu da ayri bir sans...

      Sil
  11. çok doğru! kesinlikle ellerindekinin farkında ve sonuna kadar kıymet bilerek yaşıyorlar oradakiler.

    YanıtlaSil
  12. Bu postun nasıl gözümden kaçmış!..Sevgili Melange, öyle güzel anlatmışsın ki gezdiğin yerleri...adeta aldığın huzur yüreğinden kalemine yansımış!.ve o sinerji de okura!.. ambiyansın içine öylesine dalmışım ki! ben de hiç bitmesin istedim bu harika gezi...bu güzel paylaşım için teşekkürler...

    Bu arada Özlemaki yerinde bir tespit yapmış...kıymet ve değer bilenler için o özel yerler..

    YanıtlaSil
  13. Tesekkür ederim Esmir, hissettiklerimi sizlere de aktarabilmis olmam cok sevindirici, sanirim beni bu kadar mutlu eden, huzurlu kilan yeri anlatirken kendimden geciyorum, onu da siz farkediyorsunuz :)

    umarim, dilerim buralari hep kiymet bilenlerin kalir..
    sevgiler, güzel bir pazar dilerim sana.

    YanıtlaSil