1 Şubat 2011 Salı

Muskat hanim ne yapar?

Muskat, kedim, Cihangirdeki evimizden beri bizimle. Onu daha bulmadan koymustum ismini, sevgili köpegim Santayi kaybettikten sonra bir kedim olsun istedim, hayatimin cok mutsuz bir dönemiydi, ve sanki Muskati bulunca hersey birden iyiye gidecek gibi bir his vardi icimde.. ama benim degil onun beni bulacagini düsünüyordum bu arada, öyle de oldu. Bir aksamüstü Senemle miskin ve keyifli Savoy’da otururken kendimi baska bir arkadasimizin evinde onu seyrederken buldum, iste benim kedim ordaydi, Muskat henüz 3 aylik….ve simdi 11 yasinda olgun bir hanim olarak dolaniyor evin icinde..
Bir kedi olmanin tüm ayricaliklarini sonuna kadar kullanir o, hani kadinligin tüm cilvelerini bilen kadinlar gibi..Simariktir, her yemegi begenmez (ama zeytine delirir, tek yaptigi hirsizlik, zeytin hirsizligi, orda kendine hakim olamiyorJ ), begendigi mamayi bile 3 gün arka arkaya  ver surat asar, hala mi ayni menü diye..Kiskanctir, kendinden baska hic bir hayvan evimizde degil sokagimizda barinamaz..Güzeldir (tabii benim icin, siz ayni düsünmeyebilirsiniz) ama o da sanki bunu bilerek dolanir, en azindan endami öyle der..Ilgi istedigi zaman sonuna kadar almasini bilir.. kiskaniyorum bazen onun bu inanilmaz kendine güvenini..


 

Her ne kadar burnu havalarda dolassa da cok sosyaldir hatta bazen asiri sosyal denebilir, her olayin icinde olmak zorunda hisseder kendini, sadece aile fertlerini degil eve gelen herkesi karsilar yolcu eder, sohbet sirasinda gelir o da uygun bir yere yerlesir. Benle jimnastik yapar,tuvalete bile birlikte gitmek durumundayiz,  birlikte TV seyreder, tamirat sirasinda eger merdivenin tepesindeysem mutlaka o da ordadir.Nasil anliyor bilemiyorum, (hatta bazen“ kesinlikle bizi anliyor“ diyorum ) ben yatmaya karar verdigim anda yerinden kalkip benden önce yatak odasina yollanir, saatimin calmasindan 2 dakika önce gelip beni patisiyle uyandirir ve bunu sadece hafta ici yapar…Bu yatma seramonisinde ufak bir kavga nerdeyse her aksam yasanir, aksamlari icmek icin basucuma aldigim bir bardak suyu kim icecek diye, ona ayri su getirdim olmadi, suratina bile bakmadi, suyun üzerini  örtüyorum, „dalga mi geciyorsun benle“ diyen bir bakisla tek patide aciyor, pes ettim, bu mac onun, tartismiyorum artik.
Onun tüm simarikliklarini, isteklerini kayitsiz sartsiz yerine getirmek icin emrine amade yasar gibiyiz, aman yemegi gec kalmasin, tuvaleti kirlenince kizmasin, gecenin bir  yarisi evin herhangi bir yerinde uyuya kalip ben yaninda degilim diye avaz avaz bagirdiginda (haliyle uyanip) gel kizim diye cagrilmali, bacagin ve ya kolun uyusmasi pahasina aman onun rahati bozulmasin diye oturma seklini milim degistirmeden kalmali….
Ve hepsini keyifle yapiyorum, hislerim de dogruymus ayrica, o geldikten sonra hersey hizla iyiye dogru degismeye basladi, icinizi hep dinleyin.



2 yorum:

  1. Doğruymuş sanırım, ikinizin de birbirinize ait özel bir hikayesi var. Bir de bu turuncu renk olayı vardır ya hani kedilerde; daha doğrusu turuncu içeren 3 renk tüy sadece dişi kedilerde olur hani. Benim o turuncuyu en sevdiğim hali Muskatta. Kahverengili tonlarda değil de siyah ve griye ya da siyah ve beyaza çok yakışır turuncu kedilerde. Bi de uzun tüy, bi de kendine münhasır kişilikle Muskat yenilesi bir şeymiş :)

    Bu zeytin hırsızlığı nedir yaa? Akşam 2 dk mutfakta yalnız bırakılan alışveriş poşetleri içinden benim Duman kıyma tabağının değil de zeytin torbasının naylonunu parçalamış.

    İkinize sevginizle dolu uzun yıllar dilerim.

    YanıtlaSil
  2. Benim kedim de eve geldikten sonra uzun süredir yolunda olmayan bir çok şey yoluna girmeye başladı, yanlarında şans getiriyorlar sanırım :)

    YanıtlaSil