Ben oldum olasi annemin cekmecelerini karistirmaya bayilirim, cocuklugumdan beri. Sanki hep büyülü bir bahcede gibi olurum, kirk senedir tanidigim dolaplarin, cekmecelerin icinde sanki hep yeni bir seyler bulacak gibi dolanir dururum.. Ve evet, cok ayip ama söylemeliyim ki bazen, özellikle de fotograflarda elime hakim olamam, o fotograflar bazen kendini benim cekmecelerde buluverir…Sucumu, fotograflara olan tutkum diye affettirebilrmiyim acaba?
Annem Bab-i Ali’li..O’nun döneminde Türk basininin bütün önemli merkezleri ve basimevleri bu bölgede bulunurdu, kendisi de o dönemin idealist ruhlu gazetecilerindendir (her ne kadar artik meslegini yapmiyor da olsa, arastirmaci gazeteci ruhundan, ideallerinden hic bir sey degismedi). Cocukluk ve genc kizligimda benim icin, bazi bazi anneme, gazeteye ugramak müthis bir keyifdi. O’nun masasinin üzerindeki dünyanin degisik yerlerinden o masaya akmis fotograflarin, dergilerin, yazilarin, teleks notlarinin görüntüsü beni büyülerdi. Henüz internetin dünyamiza isik yili kadar uzak oldugunu düsündügümüz bir zaman bu (oysa her sey ne kadar hizli gelisti). O yüzden dünyada gelisen olaylari bir nevi öncelikli ögrenmek , onlara ait fotograflara dokunmak, o haberi gecen kisiden gelen teleksi ilk okuyanlardan olmak bana büyük heyecan verirdi. Ve tabii ki büyük bir haz icinde onun masasinin cekmecelerine bir fare gibi dalardim.
Tasinirken demistim ya , bir sürü ani da ortaya saciliverir, iste bu da onlardan biri. Kutulardan birini acip yerlestiriken „yanlislikla“ annemin cekmecesinden benim cekmecelerime yer degistirmis fotograflar buldum.
Evet annecim, iste itiraf ediyorum, icimdeki kötü kizin sesine kulak verip, dayanamiyarak senden almis oldugum fotograflar bunlar;
1985, Simone Signoret’nin ölüm haberi gelmis, ve O’nun Yves Montand’la Eure’de evlerinde cekilmis resmi duruyor sende. Iki ayri ayri hayran oldugum kisi.
Gene yil 1985, Alain Delon’un 50 yi devirdigi haberi gecilmis. Fotograf Pierre Granier – Deferre’in 1971 yapimi „The Widow Couderc“ filminden bir sahne, gene Simone Signoret’li.
Bu ise mayis 1986, Nikaragua’daki durumu sembolize eden bir fotograf. Devriye gezen askerlerin birkac dakikaligina biraktiklari iki Kalasnikovun arasindaki cocuk..ne cok sey anlatiyor… Fotograf Alain Keler
Son olarak Andrei Tarkowski’nin 39. Cannes Film Festival’inde „The Sacrifice“ Filmi ile Jüri Büyük Özel ödülü aldiginin haberi. Fotograf ise Tarkowski „Stalker“ filminin setinde, filminde oynayan iki aktörü ile (Gaidanovski ve Solonitsin).
Ama bilirsin fotograflar ben de en kutsal sekilde korunur..Onlara da cok iyi bakiyorum, üstelik yakinda cercevelenip duvarlarimda yer alicaklar.
:) yanlışlıkla alınmayacak gibi değillermiş ama.. ve iyi bir çerçeveyi hak ediyorlar.. Sevgiler:)
YanıtlaSilnefis bir yazı bu.
YanıtlaSilçekmece karıştırma ve fotoğraf aşırma suç sayılmaz ki :) hele aile içinde. bir gelenektir.
:) bayılırım.
bir şekilde, çocukluğa özlem de sayılır.
ah tarkovski. stalker.
montand. sinema ve müzikte en sevdiklerimden. fransız sanatını sevdiğim için. le cercle rouge. bu jean pierre melville filmini izlemişsindir umarım. alain delonla. montand'ın ah ne filmleri var. serge reggiani ve depardieu ile vincent, françois, paul et les autres. ah ah.
signoret. tabii ki. onca yoksulluk varken.
alain. gelmiş geçmiş en yakışıklı aktör.
şehirde iki adam. jean gabin.
vi diğer filmleri.
bak...
YanıtlaSilbir çkolata kutusu düşürdün aklıma,içi fotoğrafla dolu ve o kutuyu karıştırırken hissettiklerim:)
yukardaki fotoğraflar ise...kesinlikle bir duvarı süslemeli bence de:))
sevgiler...
CEPAYNASI
@deli anne; bugünun yapilacak isler listesinde cerceveci de var, bakalim basarbilirmiyim
YanıtlaSil@deep; cercle rouge, melville'in en iyi filmlerinden, alain delon'un en yakisikli oldugu dönemler..ne iyi oldu hatirlattin, yeniden izlemeli
@cep aynasi;ben karistiriken benim icin o kutu bir cikolata kutusu niteligi tasiyor bir anda :)..
sevgiler hepinize
ah çok sevindim bu filmleri sevmene. bunlar hakkında yazı yazayım bi ara.
YanıtlaSil:)
merakla bekliyorum, bu aksam belki de oturur yeniden seyrederim :)
YanıtlaSileski fotoğraflara bayılırım ! hele ki sararmışlarsa:)))
YanıtlaSilkimbilir ne hayatlar yaşadılar diye tahminler yürütürüm, incelerim dakikalarca, daha masum daha farklı bir şeyler bulurum onlarda.
ful yaprakları
sana yorum yazamıyorum anlamadım :(
ben de son cümle ile ne demek istedigini anlayamadim..:)
YanıtlaSilEvet o sandıklar hiç açılmamış gibi durur.. sanki, en son biz bakmışız gibidir. ama her açtığında bir başka sürprizle karşılaşırsın. yep yeni şeyler. acaba dersin. farketti mi gizliden sandığına baktığımı.
YanıtlaSildogru :) farkedildi mi acaba? dersin.. ama genelde annem farkeder bir de :)
YanıtlaSilannemlerin evinden bizim eve neler getirdim neler sadece resim olsa iyi .)
YanıtlaSilçok güzel yazıyorsun bütün bloglarını izlemeye aldım, sevgiler .))
:) evet farkettim ki bu cogumuzun icindeki karsi konulmaz bir dürtüymüs..
YanıtlaSilHosgeldin, tesekkürler güzel yorumuna
sevgiler
Hazine varmış elinde :) güzel blog post olmuş.
YanıtlaSil:) tesekkürler
YanıtlaSilmerhaba. sızı tanıdıgıma cok sevındım. nostalji ve cafeler her zaman tercihim. Deli- anne'ye teşekkürlerimi iletiyorum buradan.
YanıtlaSilsevgiler
Seni bana tanıttığı için Deli Anne'ye (http://deli-anne.com/?p=4388#comments), bu güzel blog için de sana teşekkür ederim Sevgili Melange. Sanırım hergün yolumu uzatıp cafene uğrayacağım bu gidişle. Bir de kızlarıma karıştırmaları için bir sandık hazırlamam gerekiyor anlaşılan. :)
YanıtlaSilÇok güzel resimler. deli anne sayesinde buradayım. bana hayırlı olsun. Bu kedi den bende isterim, nasıl alacağım.
YanıtlaSilCahil anne Çiğdem
Beni sizlerle bulusturdugu icin ben de Deli Anne'ye tekrar sevgilerimi yolluyorum buradan, hosgeldiniz :)
YanıtlaSil@Zeynep; ben de sizi tanidigima cok sevindim
@Gülsüm; merak etme, biz istemesek de o sandiklar hazirlaniyor farkinda olmadan hayat icinde..:)
@oglak kizlari; kedinin altinda get widget diye bir ikon var, ona basarsan, cikan sayfadaki sifreyi kopyala/yapistir olarak blogunun düzenleme sayfasina gidip, gadget ekle kismindan ekleyebilirsin
Yeniden hosgeldiniz cafe melange'a, sevgiler
neden bu kadar büyülü gelir acaba annelerin o çekmeceleri :) içlerinde sizinde buldugunuz o fotograflar ve hiç bitmeyecek anılar oldugu içinmi? yoksa annemizi bize daha iyi anlattıgı içinmi? :))
YanıtlaSilharika bir post olmuş, zevkle okudum:) tskler..
ikisi de var diye düüsünüyorum :)
YanıtlaSilSevgili Melange,
YanıtlaSilSanirim Nikaragua'daki resimle ilgili yanlis yorum yapmissin. Gerillalar kalasnikov kullaniyorlardi ve askerler amerikan silahlariyla donatilmisti. Malum kalasnikov Rus imalatidir.
Simon Signoret , ortaokul-lise yıllarımda bir filmini izlemiştim. Nasıl , nerde izlediğimi bile hatırlamıyorum ama o gün bugün, hayran olduğum kadın .Gidişine üzülmüştüm çok. :( Farklı içerdi sigarayı, hatta onun yüzünden, sigara içtiğim o zamanlarda Gitane alır olmuştum param yeterse tabii. :) Nerelere götürdünüz beni. Fotoğraflar nefis gerçekten. iyi ki sizde imiş o fotoğraflar. Emin ellerde olduğuna bende inanıyorum. Simon'un Filmini bulabilirsem bugün izlemek için program yaptım.
YanıtlaSil