13 Ağustos 2012 Pazartesi

Mehmet....


Tatli bir heyecandir hele o son günlere dogru… Artik tamamen büyümüs, gerilmis o karnin üzerinden ayaklarini, basini görürsünüz, daha cikmadan oksamaya baslarsiniz onun güzel yüzünü..sarkilar mirildanirsiniz, onu ne kadar heyecanla beklediginizi anlatirsiniz miril miril, belki patiklerini mini mini hirkasini hazirlarsiniz elinizde… Ne tatli, ne mutlu ve de ne heyecanli bir bekleyistir o…

Ah, o ilk an yokmudur o ilk an, hani verirler de elinize, en derininize kadar cekersiniz kokusunu icinize, artik burnunuzdan asla silinmeyecek bir kokudur o, simsiki basarsiniz gögsünüze o dünyaya yeni gelmisi, artik gözleriniz, akliniz, kalbiniz iste bu yeni gelene aittir, o aylardir yolu gözlenene…

Uykuya yatiripta, defalarca kontrol edersiniz.. „acaba nefes aliyor mu“ diye..o misil misil uyuyordur halbuki.. hastalanir da dünya kararir sanki gözünüzde, önemli degil der doktor, „bebeklerin yüksek olur atesi“ ama isik gder gözünüzden o tekrar iyilesene dek…
Yavas yavas ayaklanmaya baslar, ödünüz kopar, aman düsüp de bir yerini acitmasin diye, bir saniye rahat oturamazsiniz gözünüz hep üzerindedir, oysa o tüm tehlikelerden habersiz, kesfetmektedir dünyayi, dünyasini.. Düse kalka büyüyecektir o da her cocuk gibi…


Okul cagi gelip de, onu ögretmenin eline teslim ettiginizde, tarifi mümkün olmayan bir buruklukla ayrilirsiniz o kapidan… Ne cok cocuk..alisacak midir, cabuk arkadas bulacak midir, üzerler mi onu acaba, kendini yalniz hisseder mi, ya alisamazsa, ya kötü davranirsa ögretmeni ona….böyle böyle siralanir iste sorular kafanizda, ta ki o bir gün artik, neseyle dönene kadar okuldan.. Okul yolu gözlersiniz, geldiginde acikmistir diye, recelli ekmekler, cörekler hazirlarsiniz ona, oysa o yakayi firlattigi gibi firlar top oynamaya, cagiriyorlardir disardan..
Kan ter ve yara bere icinde geri gelir de, ah be oglum, nedir bu halin der, onun hic umursamadigi yaralarin acisini siz tasirsiniz…

Sasirtir sizi yasindan hic beklenmeyen sorulariyla, yorumlariyla…öyledir her zamanin cocugu ana babasina, hep bir ilerdedir cünkü onlarin adimlari aslinda..
„büyük adam“ olucak der aile büyükleri onun icin, umutlar baglanir onun piril piril gelecegine, hele bi bitsin su lise, hayirlisiyla insallah üniversite denir…tatli hayaller kurulur, „ne olacak acaba büyüyünce?“… Ama herseyden önemlisi dogru ve dürüst bir insan olmasidir, onu asilarsiniz, „ne olursan ol ama hep insan ol dersiniz“ ona, büyürken..

Ilk askina tanik olursunuz sonra birden…hayret nasil da gecmis yillar..ne zaman büyüdü benim oglum o kadar…ah bir de parmaginda oynatmaz mi o kiz onu, üzülürsünüz haline, yazik bu oglana diye iclenirsiniz de, ses de edemezsiniz..eh onu da düse kalka ögrenecektir iste…

Lise de biter birgün.. hani dün kucaginiza alip icinize soka soka sevdiginiz o oglan, aslanlar gibi koca bir delikanli olmustur simdi.. Sarilmak icin, kollariniz yetmez, boyunuz yetmez ona.. Gurur duyarsiniz her baktiginizda, iciniz titrer..
Piril piril bakiyordur önündeki hayata artik, umutlari vardir, o sevdigi kiz da ona tutkundur, ask güzel seydir, hem artik hayatta ne olmak istedigine de kararini vermistir..Hayat onundur…
Tatli, güzel gelecek hayalleri ve de planlari kuruluyordur, belki üniversite hazirligi, belki nisan hazirliklari, belki iyi bir is imkani…her anne oglu icin en iyisini düslemektedir bu dönemde artik.. Iyi bir gelecegi olsun, yolu acik olsun, hayirlisi olsun..temennileriyle kurulur hayaller, planlar..

„Anne, ben askere gidiyorum“ der size birgün… Vatan borcudur, bu sefer asker bavulunu hazirlarsiniz, aman üsümesin oralarda, ayaklari yara olmasin.. ne lazimsa konur o bavula…ihtiyaci eksik olmasin, ya ac kalirsa, yeterli beslenebilecek midir acaba… ogluma kötü davranmazlar insallah…Simsiki sarilir, cekersiniz kokusunu icinize, sanki o bebeklik kokusu duruyordur hala bir yerlerde, davullarla zurnalarla ugurlanir da, hani o gün okulun kapisinda biraktiginizdan farkli bir ürperti sarar icinizi…bu bekleyis baska bir bekleyistir… Soguk, sessiz, kelimelere dökülemeyen bir bekleyis… Her bir telefonla, her bir kapi ziliyle insanin ömründen yiyen ama duyulan güzel sesle dünyanin en mutlu kisisi kilinan bir bekleyis..

Sonra bir telefon gelir….ama bu sefer ses baskasina aittir, kelimeleri nasil ne sekilde agzindan cikaracagini bilemeyen kitlenmis bir sesdir ….zaten konusulanlardan iki kelime secilir sadece, gerisi ugultu olur kulaklarda… „Üzgünuz Mehmet……..“ der o ses… Hayat durur… ve artik hersey ugultudur, sistir, bulaniktir, ölüm gibidir hayat artik.. 
"vatan sagolsun".....

Ve sonra, birisi cikar der ki….“ Bir kac Mehmet sehit düstü diye, büyütecek bir durum yok“….  icinizden  kopan cigliga aldirmadan, o ogulla bir ananin da hayatinin bittigini hic anlamadan, o ogul nasil yetisti hic düsünmeden, ne cefalar ne uykusuz geceler gecti büyürken bilmeden...O sizin gözünüzden sakindiginiz, o en güzel hayallerinizin kahramani, o bakarken icinizin titredigi sizin Mehmet'iniz o kisi icin, "Mehmet"tir sadece, "cok var onlardan bu memlekette"...der bir türlü aslinda, sizin kalbinizden kan damlarken...

16 yorum:

  1. bunu diyebilenler de okusa keske :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuduklarinda anliyacak olsalar, diyemezler bunlari...diye düsünüyorum..:(

      Sil
    2. itir nerelerdesin? Donup donup bakiyorum bu yaziyi gorup ic cekiyorum ve seni merak ediyorum...
      umarim hersey yolundadir.
      sevgiler

      Sil
    3. Gülcincim cok tesekkür ederim ilgine..cok sükür yolunda, ama gene de zorluyor hayat bazen..sanirim o yüzden tutuldum son zamanlarda, ama artik dönmeli, dostlarimin arasina, cok cok sevgiler sana..

      Sil
  2. o anneler gereken cevabı gün gelecek verecekler onlara... inşallah.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bahar'cim sanirim en büyük cevabi anneler vericek ve de vermeli..umuyorum..

      Sil
  3. umurandı mı acaba onların... kendisi acaba askerlık yaptı mı ki, ya da yapacak oğlu var mı...
    ben içimden diyeceğimi dedim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ah icimizden neler geciyor Zeynep'cim...bu kadar aciyi yürak kaldirmiyor artik..

      Sil
  4. Tanrıdan tek dileğim, bir Mehmet'in ölümünün büyütülecek birşey olmadığını düşünenlerin de evlat acısı tatması. Ancak o zaman anlarlar o anaların halini. Vatan sevgisinden bihaber olduklarından çok eminim ama belki evlat sevgisinden haberdarlardır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Joujou,sevgiyi ve aciyi bilebilmek icin, tadabilmek icin yürek gerekir adama...varsa bilirler...

      Sil
  5. Dilerim kimsenin yüreği yanmasın, dilerim hiç bir anne ve baba evlat acısı görmesin!

    YanıtlaSil
  6. taş yürekliler isteseler bir gecede kapatırlar bu bir türlü kapanamayan meseleyi.
    "kıyabiliyorlar" çünkü kim bilir kaç kuşak önce hissiyatlarını yitirmişler.
    lakin piyon değildir "insan"!
    bir mucize olmalı...başka oğlananalarının yüreği yanmamalı gayrı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özlem benim inancim annelere..onlar durdurabilir ancak bu kiyimi..onlarin sesi,cigligi, birligi durdurur ancak bu yüregi taslasmislari..

      Sil
    2. çoook doğru Itır'cım. ama çok! anneler birleşmeli.

      Sil
  7. Of of of, ben büyütmüş, göndermiş....gibi oldum.

    YanıtlaSil