4 Kasım 2012 Pazar

Ben ayrılmak istiyorum…


Bitmiş bir ilişkiyi sürdürmek ağır gelir ya hani, artık söylediği her söz batar, yaptığı iyi şeyler bile sizi sinir etmek için yapıyor hissi verir…aynı havayı soluyamazsınız, içiniz daralır varlığında, çıkıp gitse diye gözünün içine bakarsınız.. Artık, çözüm konuşmaları da sonuçsuz kalır, onun ak dediğine siz kara, onun karasına siz ak dersiniz çünkü… Ayrılmak..ve biran önce huzura kavuşmak istersiniz, sizi anlayacak, sadece duygularda değil fikirlerde de buluşacağınız, aynı yola baş koyabilieceğiniz, şöyle özü sözü bir, denginiz birini ister gönlünüz..


Ve ben de o durumdayım, artık aynı havayı soluyamıyorum, ak ve karamız bir değil çünkü, boğazım daralıyor ve ayrılmak istiyorum..

Ayrılmak istiyorum, üç kuruşluk çıkarları uğruna, tüm değerlerini satan ya da belki de hiç bir zaman çıkar-para-ihtiras dışında değerlere sahip olamamış, yüreğini nefret bürümüş, o nefretle, bakışları, yüzü kararmış ve bu karanlığı bana da aşılamak isteyenlerden… Kendi dışında başka hiç kimseye yaşam hakkı tanımayanlardan… İçindeki insanı kaybetmiş, kafası yüreği boşalmış, aklını şeytana satmış olanlardan…ben artık ayrılmak istiyorum..

Dengimle bir arada yaşamak istiyorum ben… Etnik köken diye önümüze zorla koydukları o kavram zerre kadar umurumda değil, içinde insan var mı diye bakıyorum ilk önce…
İnançları, inançsızlığı beni ilgilendirmiyor…eğer Tanrı sevgisini kalbinin derininde duyup da Tanrı’yı yeni açan bir gülde, bir çığ damlasında, gökkuşağının renklerinde, kuşların birbirine yaptığı aşk serenadında, gece denizde çakan yakamozlarda görebiliyorsa, sevgiyse onu Tanrısına götüren yol ne mutlu ki ona, bu kadar yüce bir duyguyu taşıyor gönlünde…Sevgiyle yaklaşacaksa eğer her yaratılmışa, koruyup kollayarak, üstüne titreyerek bakıçaksa…
İnanmıyorsa eğer, bu iç huzurunu bulmuş, yüce bir duyguyla sevgisini bağlılığını sadece kendi ve Tanrısı arasında yaşayanı dışlamayıp, hor görmeyecekse..

Sağ-sol gibi artık klişe bir kitsch olmaktan öteye gitmeyen içi boş kalıplar da ilgilendirmiyor beni… Herşeyden önce tek kişi olarak bir birey olduğunun farkında olan, kendisine saygısı olanlarla birarada olmak istiyorum ben… Asla satın alınamaz, üzerinde tartışılamaz değerleri olanlarla; aile, çocuk, ana-baba sevgisi gibi, vatan sevgisi gibi mesela… söz konusu vatansa gerisi teferruat diyebilenlerle yeri geldiğinde.. sağ sol gibi körükörüne bağlandığı kalıplar yerine kendi haklarına sahip çıkan, saygı duyan ve bu şekilde insan haklarının da koruyucusu olan, doğasına çevresine duyarlılık olan politik düşüncesi..

Ve bunlardan öte, hayata gelen her varlık gibi, kendisinin de bu dünyaya gelmesinin bir misyonu olduğunun ayırdında olan, yiyip içip üremenin dışında uzatabileceği her elin bu dünyada karşılık bulacağının farkında olanlarla yasamak istiyorum ben.. Akli hür vicdani hür ve kendi hür olanlarla... Digerleri kendi iclerinde yasasinlar, biz kendi icimizde..

Kısacası çok sıkıldım artık bu kisilerden, ayrılmak istiyorum ben…



Not: Konunun cevremdeki, civarimdaki, dis civarimdaki insanlarla baglantisi vardir ama hayatimdaki insanla hic bir baglantisi yoktur

40 yorum:

  1. zamanın olunca bloguma bakıver.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hemen geliyorum... ;)

      Sil
    2. Deep, sen bir harikasin, cok mutlu ettin beni, ayrica bir de burdan tesekkür etmek istedim, harika bir hosgeldin hediyesi sundun bana...cok duygulandirdin beni..

      Sil
  2. çok dinlendirici ve sakin bloglariniz var ,fevkalde begendim :)tebrikler!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. cok cok tesekkür ederim Eda..cok mutlu oldum

      sevgiler

      Sil
  3. Tüm kalbimle, dilediğin gibi birisi ile karşılaşmanı isterim .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Füsuncum, yorumundan sonra, acilen yazinin altina ufak bir not ekledim..:))

      Cok sükür hayatimdaki kisiyle hic böyle bir sorunum yok :) ama heran etrafimizda olup bitenler, hergün yasananlar bana bu isyani yaptirdi..ben onlardan ayrilmak istiyorum artik..onlari kendi kötülükleriyle basbasa birakmak istiyorum..

      Sil
    2. Ooo yooo :)) Ben yanlış anlamışım. Ama sevindim bak şimdi. İçim bi burulmuştu zira :)

      Sil
  4. Fertlerinin yarısı bu yazıdaki gibi insanlar olan bi ülkede olsaydık..ooo, mis gibiydi şimdi herşey...

    YanıtlaSil
  5. HER ŞEY GÖNLÜNÜZCE OLSUN İNŞALLAH
    HAYIRLI AKŞAMLAR

    YanıtlaSil
  6. Alttaki notu okuyunca rahatladım:)
    Onlardan herkesin hayatında var ve ben kendi adıma 'insan' olmayanı hayatıma sokmuyorum:))
    Itır, daha sık yaz lütfen...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Semicim Füsün'un yorumundan ve bir aakadasimin panik halinde beni aramasindan sonra acele bu notu yazdim... :)

      Hayatina sokmasan da birlikte yasamak mecburiyetindesin onlarla..Varlar ve her yerdeler ve ben tamamen ayrilmak istiyorum onlardan..

      cok sevgiler Semicim

      Sil
  7. hmmm.. ımm.. peki... çok emin olamadığım bir konuda konuşamıyorum ama birşeyler de demek istiyorum..

    Dilerim dilediğin gibilerle birlikte olursun ömrün boyuncai huzurla ve muhabbetle.. öpüyorum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok yok yanlis anlasildim hay allah ya..yukarda anlattigim karakterin benim hayatimdaki insanla alakasi yok..

      Ama cevremizde o kadar cok var ki onlardan ve ben cok biktim bu gibi insanlardan...isyanimi böyle dillendirdim de olmadi galiba :)))

      öpüyorum seni :)

      Sil
  8. Ne kadar da tercümansın hislerime... Yazıya bayıldım!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Joujou uzun zamandir hislerim bu...dayanamiyorum bu pespayelige artik..

      Sil
    2. Bazen böyle bir dünyada, böyle insanlarla yaşadığıma, yaşamak zorunda olduğuma inanamıyorum. Bil ki benim için de dayanılmaz. Çok haklısın, çok...

      Sil
  9. Son zamanlarda telev,zyonu her açtığımda, gazetelere baktığımda, çevremde olup bitenleri gözlemlediğimde, seninle aynı şeyleri hissediyor ve buralardan, hayatımdan kaçmak istiyorum.
    Güzellikleri, mutlulukları, hazları paylaşmak varken niye huzurumuzu kaçırıyorlar, niye kötülüğe çomak sokuyorlar anlamıyorum. Yurt dışındaki bloglara bakıyorum tek dertleri yılbaşı hediyelerinin paketleriyken bizler petshoplardan alınıp ölen köpeklere mi, iktidar oyunlarına mı yoksa açlık grevinde olup seslerini bir türlü duyuramayanlara mı dertlenelim..
    Ayrılalım evet....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. eskiden blgi yoksunu der gecerdik...ama degil, onlarin deger yargilari 3 sey etrafinda dönüyor, bulunduklari yerle orantili yükselen rant,cikar ve bencilce yoketme..

      dayanamiyorum...

      Sil
  10. Ben de ayrılmak istiyorum. Yoz, ucuz, yapış yapış olan her şeyden ayrılmak istiyorum!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, ama cocuklar ve ev bizde kalsin onlar gitsin..:))

      Sil
    2. topaçlar, mabel sakızlar ve horoz şekerleri de kalsın!

      Sil
  11. En altı ve yorumları okuyunca bende rahatladım :) Gerçi ne farkederki öyle bir an gelir, yıllarca her şeyiyle sevdiğimiz ve çok özel bulduğumuz insan dan da ayrılmak isteyebiliriz.

    Itır senin ayrılmak istediğin her şeyi ben yıllar önce bıraktım. Mutsuz eden, hayata karamsar bakan hiç kimseyi artık sokmuyorum yanıma. Ama dünyada olup bitenlerden ayrılamıyorum, asıl onlar bırakmıyorlar işte.

    YanıtlaSil
  12. Doğru söze ne denir....
    Ancak şapka cikarilir...
    Ama atamadiklarimiz, kacamadiklarimiz n'olcak :(
    Bu arada sutlu kahve en sevdiğim, yanında kurabiye ile birlikte dayanılmaz .... mmmmmm......

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. atsak atilmaz satsak satilmazlarimizla yasayip gidicez de..bari digerleri gölge etmesin hayatimiza :)

      Sil
  13. Böyle yaratıklar maalesef her yerde varlar. Ne yazıkki insan diyemiyorum ben onlara. Yok farzetmek de bazen işe yaramıyor. Bir şekilde varlıklarını hissettiriyorlar. Dilerim ayrılmak istediklerimiz de bizden ayrılmak istiyordur. Gönlünüze göre "insanlarla" karşılaşmanız dileği ile..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet biz de onlara göre yanlisizdir zira di mi..keske onlar da bizden ayrilsalar :)

      Sil
  14. Dünyanın sonu değil lakin zor bir durum, hayırlısı neyse öyle olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. cok sükür hayatimdaki insan degil anlatttigim tipleme..böyle biriyle sanmiyorum bir hayat kurabileyim :) o zaman bu feryatlar da az gelirdi :))

      ama yasadigimiz toplumdaki yozlasma, bencillik, cikarcilik ve sirf tüketim = "yoketim" odakli yasayan kisiler indirek de olsa hayatimi sekillendiriyorlar..ve ben ayrilikciliksa eger diyorum ki ben ayrilmak istiyorum onlardan..

      Sil
  15. Yanıtlar
    1. ben de cok özledim Özlem'cim..gelicem gelicem artik..

      Sil
    2. o zaman ben kahveleri yapıyorum!

      Sil
    3. Merhaba, hayatımda ilk defa internette yorum yazıyorum veya yazma istegi duyuyorum deyebılırim. Yazınız gercekten ömemli degerlerin altını ciziyor ve yozlaşan toplumumuzdaki manzaralari yansıtıyor. Yogun iş hayatını ve hayatı kacırmamayı dusunurken bebek yapmayı ve hayallerını bile ertelemis veya onların peşinde koşmaktan vazgecmiş biriyim ben. Uzerime kucukken yuklenen en iyisi olacaksın sorumlululugya ve evin buyuk cocugu olarak yuklenmıs misyon ve ilerici aydın bir aıleye ragmen hala ataerkil duzende sozde demokratik ama ozunde fasıt bir sitemde buyumenın baskısı beni beni beni kişiliğimi cok baskılamış sanırım. Yuksek olan ozguvenım baskı altında azalıyor sanki. Hissediyorum cunku simdi esim babamın rolunu almak istiyor ve mucadale veriyorum kendım icin, 40 yasında sonunda sahipoldugum 1 yasındaki kızımın mutlu cocuklugu için. hayatında hic kopye cekmemis biriyim ben kimseye guvenmedim cunku hep okul birincisi olmam beklendi basarılı oldukca diger seneler de oyle sonra kuralci ve mukemmelliyetci yetişince bir de kşmseye guvenmeyince hep calısdim kopye cektigim anlaşılırsa ne yaparım ne derim ben gozden duser sveılmem artık dıye daha da calısdım. Basarısızlıgı hic tadamadım ben okulda ama hayay sınavında oyle basarısızlıklar oluyor ki bu duyguyu yonetmeyi bilmeyen biri olarak oylece kalıyorsunuz cırılcıplak ve deprsıve bir mood sonra dıbe vurup tekrar cıkmaya calısıyorsun. Universıteyi bitirdikten sonra hayallerimin peşine aıleme karsı gelip Amerıka ya gittim kapıtalizmin besıgı tuket tuket .... sonra anladım ki bana yuklenen buyuk kardes, bakıcı vb.. mukemmel evlad olma yaptırımlarından kacmısım oldugum yerden..hayallerim bahaneymiş. Bır kac sene sonra bunları anlayıp dondum ama bu sefer hayallerim kaldı arkamda sanki sonra hayatın akısına bıraktım kendımi ve koseyı donerız nasıl en ıyı arabayi aliriz, para biriktiririz kimseye destek olmadan, bulasmadan dıyen bır arkadas grubuna ve bu mentalıteye sahıp bır kısıyı es olarak secmısım. Bunu fark ettigimde ıkınci kacısımı ıkınci işim sayesinde yurtdısındaki işimin subesinde calısmaya aday olup görusmeleri gecerek yaptım. Resmi olarak ayrılmadan ama bu sefer işimi bahane edip kactım. Neyden mi her zaman bana neyi nasıl yapacagımı soyeleyen bir eseden ozguvenımi ve kişiliğimi korumak için, hep ıyı bakımlı her zaman saglıklı bir eş, ıyi bir gelin, ıyı hep tertipli bir ev hanımı,işinde eve para getiren bir kadın olma yuku ve beklentilerinden ... Bunaldım kacdım ama bu surecde hamıle oldugumu ogrendım ve esim işini bırakıp yanıma geldi ve benim ıkınci kacıs maceram da bitti simdi cevremde emekli olup sadece yıyıp ıcıp okey oynayan uretmeyen kımseye faydası dokunmayan ve surekli duygu somuru ıle ve gecmısdeki beyin yıkamalarla para biriktirmeyi ve cımriligi erdem tutmus ınsanların yetistirdıgı hayatını yasamasını, en acısı bir gercek birey olmasına musade edilmemiş esimle aynı evde olmak durumundayım. Bebegımın anne babasını bır arada gormesı onun hayatını etileyecek cocukluk psıkolojısı ıcın onemli diyorum ama ya ben... benım birey olma cabam, aslında esım yanımdayken bile yanlızlıgım. Kızım hısseder mi acaba mutsuzlugumu. Gencken ve severken ınsan kendi gormek istedıgını göruyor karsısındakinde ve hayatının hatasını yapıyor.. keske isimdeki gibi ozel hayatımda da bir mentorum olsaydı veya annem babam da bana onceden mentorluk yapsalardı simdi cok gec bir cukura gomulurken bencil olamamak ıcın debeleniyorum yoksa yanlızlıkdan mı korkuyorum.. Cok ozel goruneblılir yazdıklarım ama bunlar benım cıglıklarim. Balık hafızalı bir toplumun ıcınde , tepkisini gostermemin ayıp, gunah olarak yetiştirdiği kişilerden biriyim ama dıretilen yanlıslari buyuklerım bile yapsa sorgulan biriyim gec de olsa cıglık atmak onemli... Sevgıler
      OOzlem

      Sil
  16. senin sevgi dolu gönlünden ve elinden gelen kahvenin kokusu kadar davetkar bir sey olabilir mi?..

    YanıtlaSil
  17. Merhaba Özlem hanim,

    Duygularinizi, hassasiyetinizi, yasam irmagindan eteginize topladiginiz taslari, onlardan kurtulma ve yeniden özgür olma cabalarinizi öylesine güzel bir ictenlikle paylasmisiniz ki benimle..herseyden önce bu ictenliginize cok tesekkür ederim..

    Ne kadar da dogru..hata yapmamaya calistikca yapariz en büyük hatalarimizi..zira hatanin büyügüyle baslamisizdir „hata yok“ diyerekten..Ama hayatinizi oldukca etkileyen „sevgiden mütevellit yasam cemberimizi daraltan“ yakinlarimiz asla farkina varamazlar ne derece sizi siz olmaktan cikardiklarini..Zira, cogunlikla hersey hep „iyi niyetlidir“, sizin iyiliginiz icindir..

    Sizin icin en iyiyi her zaman ic sesinizle bulusan akliniz ve kalbiniz fisildayacaktir kulaginiza..

    Firsat buldukca yazin icinizdekileri derim ben…benim en icinden cikilmaz zamanlarimin kurtaricisi olmustur kagit kalemim. Kalbinizden, beyninizden gecenleri ete kemige büründürün, ki o et kemik zamanla sekillenmeye basliyacak ve sizin duygularinizi, düsüncelerinizi de bicimlendirecektir..

    Bu sene ve önümüzdeki yillarin, sizin cizdiginiz yoldan gelmesini dilerim size..

    Sevgiler cok

    YanıtlaSil
  18. Cevabınız için cok teşekkur ederim. Haklısınız yazmak önemli bir nevi yüzleşmek deneyecegim ve sanirim devamlılık önemli umarim yolumu cizerim yoksa hep birilerinin direttiği veya hayatın karşıma çıkardığı sokaklardan birine yine dalacağim... Bunu artık yapmak istemiyorum ama öyle gücsüzüm ki ... ekonomik olarak değil ama değişiklik yapmaya ve o kararın arkasında yürümeye şu an psikolojik olarak gücüm yok belki zamanla olur. Yurtdişinda yapayalnız olmanın (bunu bizzat ben sectiğim halde )ve küçücük bir bebeği hayata iyi hazırlama stresi ile de birleştirince daha emin ve küçük adımlarla karar almamın gereğini hissediyorum sanki . Oysa bazı şeyler öyle net ki insan niye bekler? En azından artık neyi istemediğini biliyorsan... Sanırım ileride pişman olmamak adına üzerime düşen tüm şeyleri yapmak elimdekileri tek tek tekrar değerlendirerek ertelediklerime ve hayata bir de öyle bakıp sonra adim atmak bana daha iyi gelecek. Sonradan pişman olmakdan daha iyidir. Şu çok garip kişisel yaşamım dışında en buyuk kaygım topluma ne bırakacagımız. Vatana millete hayirlı bir evlat yetiştirmek yeter mi? Bence yetmez mesleğimle belki . Ölümle yaşamdaki sınırı gören bir mesleğim vardi hastalarıma faydalı oldugumdaki mutluluğum parayla ölculmezdi .Mesleğime baglı ikinci işimle de hastalara cağimiz hastalığı kanser için yeni alternatif seçenekler üretimi ve çalışmaşarı için kritik bir rol oynuyorum ama o da yetmiyor bana. Doguda okumak iteyen cocuklarımıza uzun vadeli yardımlar ve vatan için aydın bir birey olarak bazı sivil toplum kuruluşları görevi belki ? Bilmem ne dersiniz hayat cok kısa ve yarın evet yarın olmayabiliriz ve o saate kadar cok şey yapmak istiyoruz ama ne? Bir yerden başlamak gerek. Sadece kendin ve aile bireylerin için çalışmak ve yaşamak çok eksik bence... baska misyonlar olmalı ...küçük hesapların, kendi kesemizi doldurmamızın dışında birşeyler daha yapmalıyız belki de sizin yaptıgınız gibi bir ayna tutmak insanlara hissettirmeden cesaretlendirmek de çok önemli bir şey yapmak başkaları için. Tekrar tesekkurler...Sevgiler, mutlu yıllar yazmaya devam edecegim OOzlem

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Özlem,

      Hayat her zaman karsimiza kendi yollarini sunacaktir, bize de secmek kalir cogunlukla..ama bazen bize cok da ayan beyan göstermedigi baska bir yol oldugunu daha görürüz, digerleri kadar aydinlik, tastan topraktan arinmis, tehlikeden uzak gözükmez ama..buna ragmen cekicidir, icimizden bir ses, bu zorlu yolu basarabilecegimizi söyler bize, heyecan vericidir, cünkü bu bizim kendimizle de sinavimizdir, o güne kadar ögrendiklerimizi iste bu yolda tek tek ortaya koyabiliriz... bu yola cikmak icin gereken cesaret ise bazen en dipte hissettigimiz zaman cikar suyun yüzüne, uzatir elini bize de..
      Kendimiz icin dogru olani yaparak baslamaliyiz aslinda bu dünyada iyi birseyler birakmak icin, cok cok uzaklara gitmeye de gerek yok bence..elimizin uzandigi her ruh bu dünyada bosuna yasamadigimizin ispatidir..hele ki sizin gibi meslegi insanlari iyi etmek,onlara saglik götürmek olan birinin daha uzaklarda aramamasi gerekir misyonunu..bazen en yakindadir size ihtiyac duyan..
      Cok sevgiler

      Sil