Evet,
komik bir başlık oldu biliyorum..ama açıklıyacağım..
Viyana’nın
musluklarından –öncelikle- su akar.. „başka ne akıcaktı ki“ cümlenizi
duyuyorum, saklamayın..:)
Ama bu su,
doyasıya içilesi bir sudur..susadığınızda ağzınızı musluğa dayayıp kana kana,
doya doya içeceğiniz, lezzetli, buz gibi bir su…
Taa
Romalılar zamanında kaynak sularını kanallarla içme suyu olarak taşımaya
başlamışlar burada..Her ne kadar bir ara kesintiye uğramışsa da 1800 lerde
artık Viyana’nın su kanalları Alp’lerin tepelerindeki su kaynaklarından evlere
doğru bağlanmaya başlamış yavaştan..Ve şimdi, dünyanın en iyi içme sularından
birine sahip ender şehirlerden ve aynı zamanda içme suyu güvenliği ve kalitesi
anayasal koruma altındaki tek şehir.
Viyana
aynı zamanda, dünya üzerindeki başka bir „tek“ metropol diğer bir özelliği
ile…Sınırları içinde, şehrin çehresini belirleyen ve yeme –içme kültürünün
karakteristiğini çizen, 700 hektarlık hatırı sayılır kalitedeki şarap bağlarını
barındıran bir şehir bu…
Bu şarap
bağlarının geçmişi de, taa Romalılar dönemine kadar uzanıyor.
Yani
Romalılardan bu yana, su ve şarap sorunları pek olmamış Viyanalıların...
İşte bu
sebebten olucak ki, yerleşmiş bir deyim vardır halk ağzında „Viyana’nın
musluklarının birinden su diğerinden şarap akar“ diye..
Ben de
size şarap akan muslukları anlatayım istedim…
700
hektarlık üzüm bağlarının çok büyük bölümü Viyana’nın kuzeyinde (Döbling,
Neustift am Walde) bulunuyor. Bu bölgede yaşamanın en büyük keyfi olan ve benim
de yürüyüş yollarımın üzerinde sağlı sollu uzanan şarap bağları ve bu bağların
içinde, arasında yer alan, açıldığının haberini kapısına astığı yeşil çam dallarıyla
duyuran „heurige“ler (hoyrige okunuyor), aynı zamanda Mart ayından Haziran
sonuna kadar sürecek olan „Viyana Şarap Baharı“nın başladığının da habercisi
oluyorlar…
Viyana’nın
etrafı dağlarla çevrili ama bir taraftan da denizlere çok uzak olmayışı,
klimasını da özel kılıyor, işte bu klimada da Viyana’nın meyva aromalı,içimi
kolay lezzetli şarapları gövde buluyor.
Şarap bağlarının
%85 ini Riesling, Grüner Veltliner, Weiburgünder (Pinot blanc), Gelber Muskatella (muscat blanc), Sauvignon blanc gibi beyaz şarap asmaları
oluşturuyor. Ama kırmızı şarap da, - özellikle Zweigelt ve St.Laurent başta
olmak üzere uluslararası trendi olan, Merlot, Pinot Noir, Syrah- beyazın
yakaladığı üne yetişmeye çalışıyor.
„Şarap
baharı“nın gelmesiyle birlikte, film kulisini andıran (bir sürü filme de kulis
olan) heurige’lerde haziran sonuna kadar, lezzetli tatlar eşliğinde şarap
tadımlarının başı çektiği, okumalar, kabare ve konserlerle dolu bir dizi
program sizi bekliyor.
Geleneksel
olarak Kasım ayındaki „Martini günü“ne kadar sürecek olan sezonda, son
rekoltenin „taze şarapları“nı sunmanın tarihi çok eskilere dayanıyor. Amaç,
bağcıların kendi bağlarından gelen üzümlerle, kendi hazırladıkları şarabi
sunmaya, tattırmaya ve satmaya olanak sağlamakmış. Bu nedenle de Kayser Josef
1784’de tüm bağcıların kendi ürünlerini ayrıca özel bir izne gerek olmadan
satmalarını sağlayan bir yönetmelik hazırlatmış.
Baktığınız
zaman da, çoğu heurige’nin tarihi, yani ilk kuruluş yılları da taa o yılllara,
hatta çok daha eskilere dayanıyor.
Viyanalılar,
Dev dönme dolabı (Riesenrad), Stefan Katedrali, Schönbrunn Sarayı, İspanyol At
Okulu kadar meşhur, „heurige“lerinin, „Dünya Kültür Mirasları“ listesine
eklenmesini istiyor UNESCO’dan . Haksız da sayılmazlar. Çünkü burası, sahip
olduğu uçsuz bucaksız üzüm bağlarıyla sadece bir yeşil alan değil, aynı zamanda
beraberinde getirdigi tüm sosyo kültürel yasamiyla diğer nesillere aktarılması
gereken bir kültürel miras.
Avusturya'nin en sevilen sarkicilarindan Wolfgang Ambros (1952) eski bir Viyana sarkisi seslendiriyor, "hadi bir sise sarap daha icelim"
Eger
yolunuz yaz ve bahar aylarinda Viyana’ya düsecek olursa, genis, yemyesil ve
cicekler icindeki serin bahceleriyle sizi agirlayip, yaz günü özellikle rahat
icilen „g’spritzter“i ile (yari beyaz
sarap.yari soda karisimi, ve hatta tavsiye ederim bir dilim de limonla) sizi
serinleticek bir Heurige’ye ugrayin derim. Hemen hepsinin sehir merkezinden
ulasimi var. Her ne kadar Grinzing bölgesi, turistik acidan birinci sirada
geliyorsa da, benim tavsiye edeceklerim arasinda;
Das Schreiberhaus
Weinhof
Zimmermann
Ve bir
zamanlar Beethoven’a da ev sahipligi yapmis olan
Mayer am
Pfarrplatz
Şimdi
sizi, en eski heurigelerden bazılarına ve güzel bag yollarina götürmeden,
Viyanalıların şu sözleriyle kapatayım yazımı;
„Kim ki
kendini şarabın med cezirine ayarlar, işte o kişi doğanın ritminde yaşamaya
başlar.“
1461 den beri var olan bir bina burasi..Korunan tarihi eserler arasinda. Soguk havalarda, icerisi de ayri bir keyif sunuyor size, tarihten bir zaman diliminde buluyorsunuz kendinizi iceride.. |
Tam da insanların doğanın rıtmiyle yaşama şansının, mecliste kavgalı dövüşlü oturumlarla çıkan bir kanunla yokedildiği gecenin ertesinde burularak okudum doğrusu... Musluklardan akan şaraplar :)))
YanıtlaSilBir yerlerde "şarap baharı" bir yerlerde "arap baharı." İzliyoruz sadece...
Fotolara bayıldım.
Hafta sonun güzel geçsin Melange, sevgiler...
Haklisin Asuman'cim..
SilBiz milli ickimiz nedir diye tartisa duralim, onlar saraplariyla gelen kültürü "dünya kültür miraslarina" ekletmeye calisiyorlar...
Sana da keyifli ve mutlu bir hafta sonu olsun :)
Bir zamanlar aynü ortamlarda bulunabilme sansina sahip biri olarak, bundan daha iyi anlatilamazdi Viyana'nin sarap kulturu.. Tebrikler .! Huseyin.
YanıtlaSiltesekkür ederim :)
SilWie immer, perfekt...:)
YanıtlaSilbegendiginize sevindim sevgili hospitality :) gelin de gidelim birlikte..
Silne şehir beeeee.
YanıtlaSilyaşanır ki burda.
:)
Evet, ben de seviyorum burda yaşamayı Deep :)
SilÇocukluğumda hayal meyal anımsadığım bir şehirdir Viyana. Ve Viyana değince şarap kültürü!"Şarap Baharı"...tarihi yapılarda geçmişin izlerini yakalamayı, çiçek tarlalarından esen mis kokular arasında şarap içmeyi...hayal ettim bir an!..hele ki musluklardan şarap akması! öyle güzel aktarmışsın ki sevgili itir..Buralarda da (malum!ülkemizin gündemini takip ettiğini biliyorum...)yakında bizim paslı musluklarımızdan da köpüklü Susurluk Ayranı akar artık.)
YanıtlaSilHarika fotoğraflar ve bilgilendiren yazı için teşekkürler Cafemelange,
İyi haftalar dilerim,sevgilerimle...
Umarım birgün buralara yolun düşer ve birlikte gideriz bir kadeh şarap icmeye bağlara sevgili Esmir
SilSana da mutlu bir hafta diliyorum :)
Görme şansına sahip oldum ve çok sevdim oraları...Şaraptan çok anladığımı söyleyemem, taze şarap içtik, dışarıda oturup havayı kokladık, hafif serindi, aylardan eylül, kim takar...Harikaydı:)
YanıtlaSilEylül, aynı zamanda "sturm" zamanıdır, henü alkollenmeye başlamış üzüm suyu yani. Denedin mi bilmiyorum ama tavsiye ederim :)
SilHadi gene gelin, birlikte gidelim bu kez :)
Cok sevgiler Semicim