24 Mayıs 2013 Cuma

Viyana’nın muslukları


Evet, komik bir başlık oldu biliyorum..ama açıklıyacağım..

Viyana’nın musluklarından –öncelikle- su akar.. „başka ne akıcaktı ki“ cümlenizi duyuyorum, saklamayın..:)
Ama bu su, doyasıya içilesi bir sudur..susadığınızda ağzınızı musluğa dayayıp kana kana, doya doya içeceğiniz, lezzetli, buz gibi bir su…
Taa Romalılar zamanında kaynak sularını kanallarla içme suyu olarak taşımaya başlamışlar burada..Her ne kadar bir ara kesintiye uğramışsa da 1800 lerde artık Viyana’nın su kanalları Alp’lerin tepelerindeki su kaynaklarından evlere doğru bağlanmaya başlamış yavaştan..Ve şimdi, dünyanın en iyi içme sularından birine sahip ender şehirlerden ve aynı zamanda içme suyu güvenliği ve kalitesi anayasal koruma altındaki tek şehir.


Viyana aynı zamanda, dünya üzerindeki başka bir „tek“ metropol diğer bir özelliği ile…Sınırları içinde, şehrin çehresini belirleyen ve yeme –içme kültürünün karakteristiğini çizen, 700 hektarlık hatırı sayılır kalitedeki şarap bağlarını barındıran bir şehir bu…
Bu şarap bağlarının geçmişi de, taa Romalılar dönemine kadar uzanıyor.
Yani Romalılardan bu yana, su ve şarap sorunları pek olmamış Viyanalıların...

İşte bu sebebten olucak ki, yerleşmiş bir deyim vardır halk ağzında „Viyana’nın musluklarının birinden su diğerinden şarap akar“ diye..

Ben de size şarap akan muslukları anlatayım istedim…


700 hektarlık üzüm bağlarının çok büyük bölümü Viyana’nın kuzeyinde (Döbling, Neustift am Walde) bulunuyor. Bu bölgede yaşamanın en büyük keyfi olan ve benim de yürüyüş yollarımın üzerinde sağlı sollu uzanan şarap bağları ve bu bağların içinde, arasında yer alan, açıldığının haberini kapısına astığı yeşil çam dallarıyla duyuran „heurige“ler (hoyrige okunuyor), aynı zamanda Mart ayından Haziran sonuna kadar sürecek olan „Viyana Şarap Baharı“nın başladığının da habercisi oluyorlar…


Viyana’nın etrafı dağlarla çevrili ama bir taraftan da denizlere çok uzak olmayışı, klimasını da özel kılıyor, işte bu klimada da Viyana’nın meyva aromalı,içimi kolay lezzetli şarapları gövde buluyor.
Şarap bağlarının %85 ini Riesling, Grüner Veltliner, Weiburgünder (Pinot blanc), Gelber Muskatella (muscat blanc), Sauvignon blanc gibi beyaz şarap asmaları oluşturuyor. Ama kırmızı şarap da, - özellikle Zweigelt ve St.Laurent başta olmak üzere uluslararası trendi olan, Merlot, Pinot Noir, Syrah- beyazın yakaladığı üne yetişmeye çalışıyor.
„Şarap baharı“nın gelmesiyle birlikte, film kulisini andıran (bir sürü filme de kulis olan) heurige’lerde haziran sonuna kadar, lezzetli tatlar eşliğinde şarap tadımlarının başı çektiği, okumalar, kabare ve konserlerle dolu bir dizi program sizi bekliyor.
Geleneksel olarak Kasım ayındaki „Martini günü“ne kadar sürecek olan sezonda, son rekoltenin „taze şarapları“nı sunmanın tarihi çok eskilere dayanıyor. Amaç, bağcıların kendi bağlarından gelen üzümlerle, kendi hazırladıkları şarabi sunmaya, tattırmaya ve satmaya olanak sağlamakmış. Bu nedenle de Kayser Josef 1784’de tüm bağcıların kendi ürünlerini ayrıca özel bir izne gerek olmadan satmalarını sağlayan bir yönetmelik hazırlatmış.
Baktığınız zaman da, çoğu heurige’nin tarihi, yani ilk kuruluş yılları da taa o yılllara, hatta çok daha eskilere  dayanıyor.

Viyanalılar, Dev dönme dolabı (Riesenrad), Stefan Katedrali, Schönbrunn Sarayı, İspanyol At Okulu kadar meşhur, „heurige“lerinin, „Dünya Kültür Mirasları“ listesine eklenmesini istiyor UNESCO’dan . Haksız da sayılmazlar. Çünkü burası, sahip olduğu uçsuz bucaksız üzüm bağlarıyla sadece bir yeşil alan değil, aynı zamanda beraberinde getirdigi tüm sosyo kültürel yasamiyla diğer nesillere aktarılması gereken bir kültürel miras.


 
Avusturya'nin en sevilen sarkicilarindan Wolfgang Ambros (1952) eski bir Viyana sarkisi seslendiriyor, "hadi bir sise sarap daha icelim" 

Eger yolunuz yaz ve bahar aylarinda Viyana’ya düsecek olursa, genis, yemyesil ve cicekler icindeki serin bahceleriyle sizi agirlayip, yaz günü özellikle rahat icilen „g’spritzter“i ile (yari beyaz sarap.yari soda karisimi, ve hatta tavsiye ederim bir dilim de limonla) sizi serinleticek bir Heurige’ye ugrayin derim. Hemen hepsinin sehir merkezinden ulasimi var. Her ne kadar Grinzing bölgesi, turistik acidan birinci sirada geliyorsa da, benim tavsiye edeceklerim arasinda;

Das Schreiberhaus
Weinhof Zimmermann
Ve bir zamanlar Beethoven’a da ev sahipligi yapmis olan
Mayer am Pfarrplatz

Şimdi sizi, en eski heurigelerden bazılarına ve güzel bag yollarina götürmeden, Viyanalıların şu sözleriyle kapatayım yazımı;

„Kim ki kendini şarabın med cezirine ayarlar, işte o kişi doğanın ritminde yaşamaya başlar.“
















 
1461 den beri var olan bir bina burasi..Korunan tarihi eserler arasinda. Soguk havalarda, icerisi de ayri bir keyif sunuyor size, tarihten bir zaman diliminde buluyorsunuz kendinizi iceride..



Weinhof Zimmermann; direk baglarin icinde, bütün vadiye ve Viyana'ya tepeden bir bakisla oturuyorsunuz burada... !529'da ilk Viyana kusatmasi sirasinda bu bölge Türkler tarafindan talan edildikten sonra, Maria Theresa'nin emriyle yeniden baglarin yapimi icin özel bölge ilan edilmis ve 1979 a simdiki sahiplerine kadar, cesitli ellerden gecmis. Simdiki sahipleri ise 1979'dan bu yana sahip olduklari mirasin farkindaligi ve bilinci ile onu daha da ileriye tasiyorlar.



12 yorum:

  1. Tam da insanların doğanın rıtmiyle yaşama şansının, mecliste kavgalı dövüşlü oturumlarla çıkan bir kanunla yokedildiği gecenin ertesinde burularak okudum doğrusu... Musluklardan akan şaraplar :)))
    Bir yerlerde "şarap baharı" bir yerlerde "arap baharı." İzliyoruz sadece...
    Fotolara bayıldım.
    Hafta sonun güzel geçsin Melange, sevgiler...


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklisin Asuman'cim..
      Biz milli ickimiz nedir diye tartisa duralim, onlar saraplariyla gelen kültürü "dünya kültür miraslarina" ekletmeye calisiyorlar...

      Sana da keyifli ve mutlu bir hafta sonu olsun :)

      Sil
  2. Bir zamanlar aynü ortamlarda bulunabilme sansina sahip biri olarak, bundan daha iyi anlatilamazdi Viyana'nin sarap kulturu.. Tebrikler .! Huseyin.

    YanıtlaSil
  3. Yanıtlar
    1. begendiginize sevindim sevgili hospitality :) gelin de gidelim birlikte..

      Sil
  4. ne şehir beeeee.
    yaşanır ki burda.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, ben de seviyorum burda yaşamayı Deep :)

      Sil
  5. Çocukluğumda hayal meyal anımsadığım bir şehirdir Viyana. Ve Viyana değince şarap kültürü!"Şarap Baharı"...tarihi yapılarda geçmişin izlerini yakalamayı, çiçek tarlalarından esen mis kokular arasında şarap içmeyi...hayal ettim bir an!..hele ki musluklardan şarap akması! öyle güzel aktarmışsın ki sevgili itir..Buralarda da (malum!ülkemizin gündemini takip ettiğini biliyorum...)yakında bizim paslı musluklarımızdan da köpüklü Susurluk Ayranı akar artık.)

    Harika fotoğraflar ve bilgilendiren yazı için teşekkürler Cafemelange,
    İyi haftalar dilerim,sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım birgün buralara yolun düşer ve birlikte gideriz bir kadeh şarap icmeye bağlara sevgili Esmir
      Sana da mutlu bir hafta diliyorum :)

      Sil
  6. Görme şansına sahip oldum ve çok sevdim oraları...Şaraptan çok anladığımı söyleyemem, taze şarap içtik, dışarıda oturup havayı kokladık, hafif serindi, aylardan eylül, kim takar...Harikaydı:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eylül, aynı zamanda "sturm" zamanıdır, henü alkollenmeye başlamış üzüm suyu yani. Denedin mi bilmiyorum ama tavsiye ederim :)
      Hadi gene gelin, birlikte gidelim bu kez :)

      Cok sevgiler Semicim

      Sil