Ihsan Oktay Anar’in "Puslu Kitalar Atlasi„ bunlardan biri. Kitabi okumus olanlar beni anliyacaktir. Okumamis olanlara ise bir parca tanitabilirsem, icinizin dogru zaman dedigi bir zamanda alin derim, hic birakamadan bitireceksiniz bu fantastik tarihi romani.
Kitap, Uzun Ihsan Efendi’nin, dayisi Arap Ihsan’nin cenk dönüsü Kostantiniye’de Kubelik’e tercüme ettirdigi, Rendekàr isimli „feylesof“un „Zagon Üzerine Öttürmeler“ kitabiyla baslar.
Puslu Kitalar Atlasi- Ihsan Oktay Anar Iletisim Yayinlari |
….“Rendekàr’in süpheyi bir „zagon“ yani bir yöntem olarak benimsedigini ögrendi. Amac, süphe götürmeyecek ilk kesin bilgiye varmakti. Her bilgiden süphe eden Rendekàr, süphe ettiginden süphe edemiyor ve bundan da kendisinin varoldugu sonucunu cikariyordu“….
….“Rendekàr dogru mu söylüyor? Düsünüyorum, öyleyse varim. Oldukca makul. Fakat bundan tam tersi bir sonuc, varolmadigim, bir düs oldugum sonucu da cikar: Düsünen bir adami düsünüyorum. Düsündügümü bildigim icin, ben varim. Düsündügümü bildigim icin, düsledigim bu adamin da varoldugunu biliyorum. Böylece o da benim kadar gercek oluyor. Bundan sonrasi cok daha hüzünlü bir sonuca variyor. Düsündügünü düsündügüm bu adamin beni düsledigini düslüyorum. Öyleyse gercek olan biri beni düslüyor. O gercek, ben ise bir düs oluyorum“… Kapı kırıldığında Uzun İhsan Efendi kitabı kapadı. az sonra başına geleceklere aldırmadan kafasından şunları geçirdi:
“Dünya bir düştür. Evet, dünya..Ah! Evet, dünya bir masaldır.”…
“Dünya bir düştür. Evet, dünya..Ah! Evet, dünya bir masaldır.”…
Uzun Ihsan Efendi’yi bu düsüncelere sürükleyen Rendekàr isimli „feylesof“ ise Renè Descartes'dan baskasi degildir, „Discours de la méthode“ un cevirisidir „Zagon Üzerine Öttürmeler“
Burdan sonra roman sizi, kimi hic bilmedigimiz, kimi unuttugumuz muhtesem bir tarih dekoru icinde düsle gercekligin nerde bitip nerde basladiginin artik öneminin kalmadigi bir sarmalda sonuna kadar sürükler.
Burdan sonra roman sizi, kimi hic bilmedigimiz, kimi unuttugumuz muhtesem bir tarih dekoru icinde düsle gercekligin nerde bitip nerde basladiginin artik öneminin kalmadigi bir sarmalda sonuna kadar sürükler.
Puslu Kitalar Atlasi’ni anlatmak hic öyle kolay birsey degil, bir taraftan tarihimizle ile ilgili hic bilmediginiz detaylar, diger taraftan romandaki her kahramanin kendine has öyküsü, yazarin harika anlatimi ve kurgusuyla birlesiyor ve kitabin Giris yazisini yazan Hulki Aktunc’un dedigi gibi, „tarihlerden yeni tarihler, ülkelerden yeni ülkeler, kentlerden yeni kentler, kisilerden yeni kisiler üreten bir ràvi-yi ahbàr“ (rivayet eden, haber veren) dedigi Ihsan Oktay Anar, „sonsuz sayida kitaptan da bir tek kitap üretiyor“
Ihsan Oktay Anar; 1960 dogumlu, Lisans, master ve doktora ögretimini Ege Üniversitesi
Felsefe bölümünde yapti.Halen ayni okulda ögretim üyesi.
Hala okumadiysaniz, en yakin bir zamanda keyifli okumalar diliyorum.
Kahveleri görünce kendimden geçmiştim, tam yorum yazacaktım Puslu kıtalar Atlasını gördüm aşağıda. Yeni aldığım bir kitap, hemüz okumaya başlamadım ama yazınızla daha bir merak ve heyecanla okumaya başlayacağım :)
YanıtlaSilcok keyif alacagin, bazi yerlerini dönüp tekrar okumak isteyecegin bir kitap olacak, keyifli okumalar diliyorum :)
YanıtlaSilÇok uzun zaman önce okumuştum bu kitabı hatta bazı arkadaşlarıma alıp hediye etmiştim.Aklımda, Uzun İhsan Efendi'nin bir şurup içip uykuda seyahat etmesi ve atlas çizmeye çalışması kalmış sadece(ne yalan söyleyeyim çok hoş bir fikir,olsa içerdim)Arkasından AMAt'ı almıştım,birşeyler oldu okuyamadım.Elimdekileri bitirip tekrar okuyayım bari.Hatırlattığınız için teşekkürler.
YanıtlaSilBen de Amat'i alip okumak istedim ama bir türlü alamadim nedense..ama bu kitabi cok uzun bir aradan sonra tekrar elime alip okumustum ve gene ayni tadi aldim.
Sil