Ben her bahar asik olurum. Her bahar ayni sevgiliye yeni yeniden..uzatmali bir asktir bu, kacsam kurtulamadigim, terketsem pesimden gelen ve beni nasil yakalayacagini, hassas noktami bilen. Olmuyor, bu sevgili pesimi birakmiyor, hani meshur türk filmleri replikleriyle „biz ayri dünyalarin insanlariyiz“ derim, anlamaz, „benim gönlümde baskasi var ve hepte o olacak“, „bedenime sahip olabilirsin ruhuma asla derim“ hic umursamaz.. „Hadi inat etme sende seviyorsun“ der bana pis pis siritarak… haklidir da, kalbim baskasinda olsa da bir kösesi aittir O’na da, her kis terk eder her bahar tekrar tüm yasananlari unutur kaptiririm kendimi kollarina…
Ama ya esas sevgili…Kimin kimi terk ettigini bilmiyoruz ,ama o kadar güzel anilar, öylesine yasanmisliklar var ki asla bitemez bu ask, . „ayrilsak da beraberiz“. Araya böyle israrci baska asklar da girse, O, o kadar emindir ki kendinden, „Eninde sonunda bana döneceksin, ayni yerde bekliyorum seni ben „ der. Öbür sevgilinin beni her aldatisinda gene kosarim onun kollarina, avutur yollar geriye. Bazen öylesine kacamak yaparim O’nun hircin ama sevgi dolu kollarina. Her kacamagin, her bulusmanin sonunda yeniden kuvvetimi toplamis, geri dönerim. „birakiyorum artik seni“ diyebilecegimi sanirim uzatmali sevgiliye, ama diyemem gene, bir sey tutar beni..Nedir onda sevdigim diye düsünüyorum, neden birakamiyorum, digerini hala deliler gibi severken, Sakindir cünkü, huzur vardir yamacinda digerinin deli fisek, hircin tabiatinin yaninda. Sakin sesle konusur, aristokrat bir sülaleden gelmenin izlerini hala giyiminde kusaminda tavirlarinda tasir, cok güzel dans eder, bayilirim bu özelligine, hele O’nu bir vals yaparken görün, siz de asik olursunuz. Ama bu muhtesem dans eden yaratik, biranda buz gibi olabilir, duygusuz bu dersiniz, hic anlamiyor beni,hic… Öteki öyle mi ya...Duygulari tasar onun, deniz gözleriyle sarmalar insani, kahkahalarla güler, cinlatir her yeri, Ötekinin aristokrat gecmisine karsin, imparatorlarin, devirler kapatan sultanlarin torunudur O.
Viyana, Parlamento önündeki heykel (detay)
Ateslidir, öyle vals falan kesmez O’nu, tangodur O’nun dansi. Kah cok sik ve kibar bir beyefendidir kah asi ruhlu bir maceraperest , bazen romantik asik, bazen uslanmaz capkin, sürprizlerle doludur, o cok iyi yaptigi tangodaki gibi usul usul ilerlerken ativerir sizi biranda, ayni hizla da ceker geriye kendine, ihtirasli bir asiktir..Kopamassiniz, birakamassiniz O’nu iste.. Ve ben, bir tarafta huzurlu dingin, aristokrat sevgilim,diger tarafta tutkulu,atesli büyük askim arasinda gider gelirim.
Ve gene bahar yaklasiyor, her zamanki gibi gene sevgilim bana göz kirpmaya basliyor ve ben her seyi unutup hazirim gene Viyana’ya yeniden asik olmaya, beklerken asil büyük askim Istanbul beni son biraktigim yerde..
Baharda daha bir tehlikeli Itırcım . :) Çok bencil çokk, herkes bana aşık olsun diye pembe -beyaz erguvanlarını açıyor, dalgalarında binbir ışık saçıyor , ezanlarında ruhu okşuyor, vapur sesinde "geç kalma gell " diye çağırıyor .
Nefis bir yazı olmuş,tanımlamalar çok hoş. Ellerine sağlık.
sayfa o kadar güzelleşiyorki Itırcım sayende..........zevkle okuyorum,heyecanla bekliyorum samimi , içten yazılarını ,hikayelerini :)) ellerine sağlık *
YanıtlaSilBaharda daha bir tehlikeli Itırcım . :) Çok bencil çokk, herkes bana aşık olsun diye pembe -beyaz erguvanlarını açıyor, dalgalarında binbir ışık saçıyor , ezanlarında ruhu okşuyor, vapur sesinde "geç kalma gell " diye çağırıyor .
YanıtlaSilNefis bir yazı olmuş,tanımlamalar çok hoş. Ellerine sağlık.