4 Aralık 2011 Pazar

Mutlu bir pazar dilegi



 (Gec kalinmis da olsa), herkese keyifli bir Pazar ögleden sonrasi diliyorum


 
Bedenin yükünü ayaklar taşır,ruhun yükünü yürekler.
Bütün ağırlığınızı ve yorgunluğunuzu kaldıran ayaklarınız için, rahatlığı ve şıklığı bir arada barındıran ayakkabıyı seçersiniz.
İçinizin acılarını sıkıntılarını, kırgınlıklarını ve hayallerini yüklenen yüreğiniz için de huzur verici ve "güzel" bir aşk ararsınız.
Zaten aşklar da ayakkabılar gibidir...
Bazıları çamur, yağmur, toz, toprak, kar, buz gibi her türlü "kötü hava" koşullarına dayanıklıdır.
Bazıları ise ummadığımız kadar kısa zamanda, çabucak yamulur, ilk yağmurlu havada "altı açılır" veya güzel havalarda bile iki günde bozulup gider..
Aşklarıda ayakkabılar kadar "itinayla" seçmezseniz,tıpkı ayağınızda olduğu gibi, yüreğinizde de NASIR oluşabilir.
Dar gelen bir ayakkabıyı sadece tarzını beğendiniz için "zamanla açılır" diyen satıcıya inanarak alırsanız, zaman içinde ayak kemiklerinizde deformasyon başlar.
Ruhunuzu daraltan bir aşk içinde yalnızca fiziksel beğeniye kapılıp "zamanla düzelir" diyenlere kanarsanız, yine zamanla içinizdeki olumlu duyguların "çarpıldığını" görebilirsiniz.
Aşık olabileceğiniz insan türü, tıpkı ayakkabılar kadar değişik stillerde, farklı kalitede ve sayısız "renktedir"...
Aşkı bir çeşit serüven olarak "spor" olarak yaşayanlar, aynen "spor ayakkabı" gibi dikkat çekici ve rahat kişileri bulurlar.
Tersine aşkta tutucu ve istikrarlı olmayı benimseyenler "klasik ayakkabı" gibi muhafazakar çizgiler taşıyanlara tutulurlar.
Dekolte ayakkabılar gibi sadece cinsellik ve eğlence zevkleriyle ateşlenen aşklar vardır.
Bez ayakkabılar gibi kısa ömürlü "tatil aşkları" ise hemen herkesin kişisel tarihinde mevcuttur.
"Marka" ayakkabı alır gibi, sevgililerin kariyerine ve maddi durumuna tutulan aşıklar görürsünüz.
Katı plastikten "yağmur çizmesi" edinir gibi mantık süzgecinden geçirip "işe yarar" biçiminde yaşamak isteyenleri de bilirsiniz.
Ayrıca ne tuhaf ki, psikolojik testlerde "zaafı" olup evine sayısız çeşittte ayakkabılar yığan insanların aynı zamanda "değişik türde" aşklarada zaafı olduğu söylenir.
Evet, aşk "ayakkabıdır" Aynen ayakkabınıza bakım yapmayıp "hor" kullandığınız zaman kolayca eskittiğiniz gibi, aşkınızıda dikkatli davranmayıp özen göstermediğiniz zaman kısa sürede eskitirsiniz...

Ve nasıl ki "delik" bir ayakkabı tamir ettirdiğinizde yalnızca bir miktar ömrünü uzatmış olursanız; "delik" bir aşkı onarmaya kalkıştığınızda da asla eskisi gibi OLMAYACAKTIR!
CAN YÜCEL


8 yorum:

  1. Hayranıyım bu büyük ustanın, tüm yazılarını okuduğumu düşündüğüm her an bir yazısiyle çıkıyor karşıma. Bunu bügüne kadar nedense okumamışım. çok teşekkür ederim.
    NUR

    Bu yorum hanesi google hesabı açmadığından adsız olarak gönderdiğim yorum için de özür dilerim.

    YanıtlaSil
  2. Nur, ben de hayraniyimdir O'nun..

    Google hesabi olmayanlar icin hep zor oluyor yorum yollamak, sen gene de bu zorlugu asip yolladigin icin ayrica tesekkür ederim :)

    YanıtlaSil
  3. Müzmin yalınayak Asuman,bu keyifli yazı için teşekkür eder, mutluluklar diler :))

    YanıtlaSil
  4. Asuman'cim, bazen herseyi cikarip atip yalinayak topraga basmak kadar da güzeli yoktur ama :)

    YanıtlaSil
  5. Ayakkabıları bu şekilde kullanmak ilginç olmuş :)

    YanıtlaSil
  6. Olmaz dimi? delik bir aşk onarılmıyor..

    Çok sevdigim Can Yücel..

    YanıtlaSil
  7. Can YÜCEL tek geçerim ruhuma çok iyi gelir:)

    *bu arada kartını bugün posta kutuna bırakmak üzere teslim ettim postacımıza umarım sorunsuz eline gelir:))

    YanıtlaSil
  8. Hümeyra'cim senin kartin da cikti bugün yola..:)

    YanıtlaSil