Hani kokular vardir, hazirliksiz yakalanirsiniz, bir anda sizi bulundugunuz andan baska diyarlara, baska bir zaman dilimine isik hiziyla tasiyiverir, neye ugradiginizi sasirir, bakiveririsiniz etrafiniza… sakli kalmis unutuldugu sanilmis bir ani capcanli cikivermistir karsiniza… Bazen tatli tatli tadini cikarirsiniz, bazen acitir, bazen hüzünlendirir veya öyle bir yere getirirki sizi kaliveririsiniz orada…
söyle biraz gönlümce dolanayim etrafta, ne iyi oldu da yolum düstü buraya dersiniz…Hersey bir kokuyla baslamistir… misal, alelade yolda yürürken, nerden geldigini bile artik hatirlamadiginiz bir kokuyla… iste o „an“lik gecen zaman diliminde artik burada degilsinizdir…
söyle biraz gönlümce dolanayim etrafta, ne iyi oldu da yolum düstü buraya dersiniz…Hersey bir kokuyla baslamistir… misal, alelade yolda yürürken, nerden geldigini bile artik hatirlamadiginiz bir kokuyla… iste o „an“lik gecen zaman diliminde artik burada degilsinizdir…
Bu bazen de bir görüntü olur, beyin inanilmaz bir hizla o görüntünün,sizin hatiralarinizdaki izdüsümünü bulur cikarir... Kimi zaman da bir ses…
Ve bu gecmis alemdeki dolasima bilet cikipta bindiyseniz o tramvaya, birakirsaniz kendinizi bu yolculuga, kayip sehirde yolculuktur bu, herseye de hazirlikli olmalidir…tramvayin nerelere girip cikacagini artik siz kestiremessiniz…
Bahari cagristiran bir gündü gectigimiz haftasonu… yürüyüs yaparken, aslinda her daim önünden gectigim çam agaclarinin serin rüzgara katilmis kokusu carpti burnuma… ve yürüyüs yolum boyunca, cocuklugumun çam kokulu ada yollarinda buldum kendimi farketmeksizin.
Bir zamanlar anneannemin yasadigi Heybeli Ada’dadaydim, bahce icindeki evden iceri girdim sessizce, tahtalarin gicirtisindan sakinarak yavasca süzüldüm iceriye, anneannemin tablolarinin, boyalarinin kokusu carpti burnuma hemen, onu tuvalinin önünde gene tüm tutkunluguyla, agaclarina, ciceklerine rüya renklerini verirken gördüm ve bütün duvarlari kaplayan tablolarini.. birazdan iceriye 7 azgin cocuk ve bir köpek dolacakti, sakin saatlerinin tadini cikariyordu… Iki biz, bes de kuzen yaz aylarini onun evinde gecirirdik… alabildigine özgür alabildigine sorunsuz… alabildigine mutlu… mutludur anneannelerin (ve babaannelerin) evi, onun hem otoriter hem de sevgi ve sabir dolu kalbinde hepimiz bir yer ve de huzur bulurduk.
Ada yollarinda dolanmaya basladim sonra, kuzenlerimle, aklimiz fikrimiz hep haylazlikta.. Ya bir agacin tepesindeydik, ya da siki siki tembihlenmemize ragmen, cam agaclarinin suya degdigi ormandan gizli gizli denize giriyorduk, bize göz kulak olmasi icin yanimizdaki Lassie’yi (anneannemin sevgili köpegi) de sucumuza istirak ederek… cam agaclarinin yere düsen igneleriyle kolyeler yapip boynumuza taktik Neva’yla her zamanki gibi, ögle uykusunda önce uyumus taklidi yapip, ardindan kaytarip camdan tüyüvermistik sicak sicak yanan asfaltin ve atlarin kokusu carpti burnuma, iskeleye indigimizde ögle vapuru yeni ayrilmis Büyükada’ya dogru yol aliyordu, iskele yaninda kayik baglanan yosun tutmus merdivenlerde oturup yüzümüze vuran islak rüzgar ve iyot kokusuyla denizi seyrettik, Neco balik tutmaya cagiriyordu, hepimizin elinde bakkaldan alinmis oltalar, aksam eve büyük balikla dönmenin hayali ama kovada hep Karagöz, komsumuzun, bizimle oynayan kizini „Daniela, ela ela“ diye eve cagirmasi aksam saatinin yaklastiginin habercisiydi, kuzinedeki ekmeklerin kokusu da biz ac kurtlari sofraya cagiriyordu, hazirlanmis cay sofrasinda büyük bir istahla recelli ekmekleri yiyorduk, henüz vücudumuz tuzlu tuzlu deniz kokuluydu aksam banyosundan önce, aksamlari topladigimiz kozalaklarin kuzinedeki mutluluk veren kokusu ve citirtisi ile anneannemin hikayeleriyle sesi geldi kulagima… Zevk aldigimiz, bize mutluluk veren seyler öylesine basitti ki, kaldirimin üzerine cizdigimiz 3 tas satlerce oyaliyabiliyordu bizi. Para en cok gazoz almak icin aklimiza gelebilirdi..ama hava bedava, günes bedava, deniz bedava…
Biz ve kuzenlerimi birbirine en siki baglarla baglayan yillardi o yillar, sonralari hepimiz hayatin icinde herkes gibi türlü sorunlarla bogusurken, bizi birbirimize kenetleyen o cocukluk yillari hepimizin sigindigi en güzel anilar olarak kaldi.
Cocukluk, insanin kendi icinin kösesinde sakladigi en güzel hazinelerinden biri. Her zaman bir koku yardiminiza kosmayabilir, cok bunaldiginizda, sikildiginizda, arada bir gidin orda dolasmaya, sandiklarda unutulmus oyuncaklar gibi, mutlaka icinizi isitacak bir ani karsilayacaktir sizi.
mest oldum ben.. hüzünle, nemli gözlerle, okudum bu güzel yazıyı ve hatıralarını.. hele müzik.. tüylerim diken diken oldu..
YanıtlaSilMümine'cigim, seninle hep ayni duygularda bulusuruz biz, hislerimi yakaladigini biliyorum...
SilAh Melange, ne güzel anlattın böyle, anannelerin yeri doldurulamaz değil mi, çocukluğumuzun tatlılığı en çok onlarla renklenmiş. Şimdi sen, beni böyle diyar diyar gezdirdin tıpkı bir koku gibi, anıların içinde yol alıp gezintiye çıktım. Sevgiyle kal:)
YanıtlaSilonlarin yaninda yasanan baska türlü bir sevgi ve güven..ben bugün kendi cocuklarimda da görüyorum, anneanneleri herseyin üstünde...Sanirim büyükanne olmak keyifli bir durum..
Silsana da sevgiler Fadis :)
Canım Kuzenim, bir anda herşeyden soyutladın ve o muhteşem güzellikteki yıllara götürdün beni. Tıpkı o koku gibi hazırlıksız yakaladın beni; heyecanlandırdın, duygulandırdın, mutlu ettin. Seni çok seviyorum.
YanıtlaSilMemo'cum ben de seni cok seviyorum :) ne mutlu yillari paylastik biz, ne mutlu bize..
SilBen sanirim cok siginiyorum cocukluguma. biraz da unutmaktan korkarak. sanki dusunmezsem yeterince aklimdan siliniverecek o anilar. ustelik anilarimin basrl oyunculari da artik benimle deglken nasil yeniden sahip olurum o anilara diye korkuyorum. O yuzden yolum hep dussun cocukluguma istiyorum hep dolanayim o odalarda, hep duyayim beni arayanlarin seslerini, hep gulumsesinler bana gozlerinde isiklarla.
YanıtlaSilsimdi burada bu yaziyi okuyunca biraz da misafir oldum senin cocukluguna melange. Anilara siginmak ne guzel sey. ama daha guzeli sanirim siginacak anilara sahip olabilmek...
ne kadar güzel acikladin aslinda Gülcin..daha da güzeli siginacak anilara sahip olabilmek..öyle gercekten.
SilBen de severim cocukluguma ait anilarda dolasmayi, unutmayi hic istemem..ve dedigin gibi hatta korkarim unutmaktan, aklimdaki resimlerin flulasmasindan, seslerin azalmasindan..
Senin çocukluk anılarınla birlikte ben de o çocuksu , oyun ve eğlenceden başka birşey düşünmeyen , masum çocukluk günlerime doğru bir gezintiye çıktım . Sizinle birlikte ağaçlara tırmandım , reçelli ekmek yedim , mutlu oldum .
YanıtlaSilArasıra bu yolculuğu ben de yaparım , teşekkür ederim , sevgiler.
seni de katabildim yolculuguma ne güzel..
Silsevgiler benden de sana
Nefis bir yazıydı. Bizi o ortama taşıdın anında. Adanın hafif esintisini hissettim resmen. Reçelli ekmeğe gitti aklım. İkindi saati bolca sana yağı sürer(sana yağının tadına bayılırdım o yıllarda) , üzerinede çilek reçeli döşerdim. Bunu uzun zamandır yapmadığımı fark ettirdin bana.En kısa zamanda uygulanacak birrr. Çam ağacının iğnelerinden kolye yapılıp boyna takılacak ikiii. Üçüncü ise; bir gece rüyamda bu faytonlu fotoğrafı görmüştüm. O faytonda ben gidiyordum. Aynı yolda. Yolun sonuna gelince uyanmıştım. Aradan kısa bir süre geçti , bir gün internette gezinirken bu fotoğrafı gördüm ve şok oldum. Çünkü her şey rüyamdakinin bire bir aynısıydı. Oysa rüyayı gördüğümde ne böyle bir yoldan haberim vardı ne de daha önce bu fotoğrafı görmüştüm :)
YanıtlaSilBir koku gibi, bir yazıda bir anı olur bazen. Sevgiler.
evet :) cilek recelli ve sanali ekmekler..:)
SilBenim rüyalarimin da hep sözleri, anlattiklari vardir, anlattigin bana hic yabanci degil biliyormusun? benim de böyle tanimlayamdigim, aciklayamadigim rüyalrim vardir. Kimbilir belki senin rüyanin fotografidir o :)
cok sevgiler benden de
yüreğimin bir yeri sızladı,bir yeri gülümsedi,elime deniz tuzu burnuma iyot kokusu geldi,yüzümü tatlı bir meltem yaladı geçti...Ahh çocukluk çocuk olmak o masum herşeyden bihaber yaşamak..harika bir yazı olmuş sevgiler..
YanıtlaSilcok tesekkür ederim. Böyle degil midir zaten cocukluk anilari, bir taraftan gülümsetirken, beri yanda bir seyler icimizi sizlatir, buruk ama bir o kadar keyifli, mutlu ve bir o kadar hüzün barindiran..
Silbenden de sevgiler
Çocukluğumuz. Hepimiz için ne kadar değerli. Kötü hiç birşey yok o sığınakta.
YanıtlaSilBir hoş sığınak da burası oldu sanki benim için Melange. Bir şeyler yazsa da o harika müzik, içe işleyen Fransızca parçalar eşliğinde dalıp gideyim, 5 dakika da olsa günlük sıkıntılardan uzak kalayım diyorum. Tıpkı şu an olduğu gibi.
Çok teşekkürler ve sevgiler...
Asuman'cim ne mutlu bana, eger ben seni hep böyle mutlu edecek sekilde agirliyabiliyorsam..cok mutlu etti beni sözlerin.
Silsevgilerimi yolluyorum sana
ah canim benim, Ne güzel günlerdi... Ah ne güzel günlerdi... Şimdi anımsarken bile sanki keyifle izlediğim bir filmmiş gibi geliyor o günler gözümün önüne... Hayatımızın olmazsa olmaziydi canim anneannem, onun yeri hicbirzaman doldurulamaz,keske cok daha uzun yasasaydi,keske bugün yanimizda olabilseydi..Onu sevgiyle ve özlemle aniyorum, isiklar yagsin üzerine... Ellerine saglik.. cok duygulandim cok heyecanlandiim..
YanıtlaSilCanim benim öpüyorum, Ebru
Bir film seridi gibi Ebrum..hersey, arada bir geri sarip. kareler sararmadan iyice, göz görürken yinelemeli bu bakislari diyorum ben..
Silöpüyorum seni canim benim
Ben bu gün bir saattir sizin kafede müzik dinliyorum bir yandan çalışırken, öpüyorum sizi, güneşli günler dilerim:)
YanıtlaSilMasani hergün ayirabilirim :)
SilÇok zaman oldu çam kokusu almayalı :( hakikaten gazoz önemli şeydi, yoktur bir çok şey ama olanında kıymetini bilirdik :)
YanıtlaSilGazoz unutulur mu:)
Silevet, cok sey olmadigi icin de, tüm enerjimizi akitabilecegimiz gercek oyunlar vardi hep hayatimizda..zamanin sanal oyunlari yerine :)
heybeliada...
YanıtlaSilen sevdiğim...
en hüzünlendiğim...
çok sevdiğim arkadaşım bir ağacının altında dinlenmede şimdi...