19 Mayıs 2013 Pazar

Ruhun kelimeleri, gözler…


İlk fark ettiğimde şaşırmıştım.. Ne tuhaftı, insan ne kadar yaşlanırsa yaşlansın, o bebeklik fotoğrafındaki bakışı asla değişmiyordu. Derinlerde bir yerde, o kocaman kişinin gözlerinde, küçücük halinin gözlerini görüyordum. Oysa, her yeri değişime uğruyordu insanın; boyu posu, kilosu, cildi, saçları,teni ve hatta bazen sesi bile…
Kimi zaman ilk gençlik yıllarında tanıdığınız kişiler senelerin geçidinden sonra bambaşka bir görüntüye bürünür, çıkaramazsınız birden seneler sonra karşılaştığınızda, ama tanıdık gelen bir yer vardır gene de size…Gözler..onlar hemen açık ediverir işte, yılların örttüğünü…

Sanırım gözler bizim en yalansız yanımız, en apaçık ortada olduğumuz halimiz ve saklıyamadığımız hayat bakışımız… Ruhumuzun kendini dışavurum hali, kelimeleri…


Daha sözlere dahi aktarılmadan düşünceler, bir çırpıda korkuyu, telaşı, kırgınlığı kızgınlığı, aşkı, ihtirası heyecanı apaçık ortaya dökmekle kalmıyor; bir taraftan da, ne kadar kırışırsa kırışsın, ne kadar parlaklığından yitirirse yitirsin bir zamanlar hayata başladığında nasıl bir karakterle doğduysa onu en iyi ifade eden bakışını sonuna kadar da muhafaza ediyor. İşte bu yüzden de seneler sonrasında sararmış bir fotoğraftaki çocuğun gözleriyle, şimdi torununu kucaklayan kişi hala aynı gözlerle bakıyor oluyor hayata… Hala aynı kararlılık, aynı masumiyet, aynı başkaldırı, aynı lider, aynı araştırmacı ve her ne şekilde doğduysa..hala aynı karakteri hiç saklamadan taşıyan gözlerle…

Boy pos değişiyor da biz değişmiyor muyuz, bakışlar nasıl aynı kalabilir ki diyorum sonra, ama farkediyorum ki yaşadıklarımız bizi değiştirmekten çok deneyim kazandırıyor ve her deneyim de kendi içimizdekinin, bizden bir parçanın daha  ortaya çıkmasına olanak sağlıyor.
Örneğin,  zor zamanların üstesinden gelirken içinizdeki gücün farkına varıyorsunuz, yaşamadığınızda asla farkına varamıyacağınız. Doğal olarak bu „bilgi“ sizi bir sonraki zamana hazırlıklı kılıyor, ama gerçekte değişmiyorsunuz, sadece kendinize ait bir şeyi daha öğrenmiş oluyorsunuz. Anne-baba olduğunuzda hiç bilmediğiniz birini tanıyorsunuz, sizde, size ait..şaşırıyorsunuz tüm yapabildiklerinize, taşıdıklarınıza, hayata duruşunuza..

Sevdiğinizde ise, yani gerçek sevgiye ulaştığınızda, o da sizi gerçek size kavuşturuyor, olmak istediğiniz değil, siz olan size. Doğduğunuzdan beri orada var olana, hep kendini ortaya koymak isteyene…
İşte gözler en çok da bu zamanda, hani bir zamanlar fotoğrafı çekene gülümserkenki saflığına, önyargısızlığına, içtenliğine kavuşuyor. Bu gözlerde, zaman içerisinde fotoğrafı perdeleyen tüm katlar kalkıyor, onların ruhları sizinle konuşuyor, anlatıyor kim olduğunu açık açık…aynı çocukluk fotoğrafının netliği ile..
Çünkü ne yaşanırsa yaşansın, onların gözüne hırs, nefret, riya gibi insanı kendinden uzaklaştıran perdeler inmemiş oluyor.

Sonra bakıyorum da etrafıma, ne çok gözlerine kalın bir perde indirmiş, artık ne kendini gösteren ne de kendi gören, var olmak istediği kişiden ziyade olması istenen kişi haline getirilmiş, sessiz, dili lâl olmuş ruhlar var… Ama eminim onların da çocukluk fotoğrafları hala bir yerlerde bir şeyler gizliyor onlar için, derinlemesine bakanın gözüne ilişecek,  sevgiyi bulduklarında ortaya çıkacak…






Fotograf, Marylin Monroe..cocuklugu ve yetiskinligi...


22 yorum:

  1. Evet haklısın canım, bilimsek olarak da kanıtlanmıştır. Hiç değişmeyen tek organdır ve bakış asla değişmez ve duyguları aynen yansıtır.
    "kötü bir yorum olacak ama" ölüm halinde ise ilk kaybedilen organmış göz.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öldügümüzde de ilk ruh terk ettigi icin olsa gerek,ilk gözlerimizin bizi terketmesi..

      sevgiler benden de :)

      Sil
  2. fotğraf daöyle manidar olmuş ki... yaz Itır'cım sen hep:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canim, simdi Esmir'e, yazdigi güzel yaziya, yorum yaziyordum.

      Ülkemizde yasananlar, öylesine icimi acitiyor ki, elim her kaleme uzandiginda, sanki cok anlamsizmis gibi geliyor yazacaklarim..Bir seyler yapmali, bir seyler olmali diyorum hep..Ama tabii yazmamak bir cözüm üretmiyor, icim yazmak istiyor, tekrar basliyorum..

      Kucakliyorum seni :)

      Sil
  3. Sevgili arkadaşım, dünya değişiyor biz değişiyoruz "yenik düşüyor sanki her şey zamana."

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Alp'cim "biz büyüdük ve kirlendi dünya" :)
      Ve tüm bu kirliligin degisimin icinde kendimizi saglam tutmaya calisiyoruz...

      Sil
  4. Sanırım gidip bir çocukluk fotoğrafıma bakacağım... sonra bunu bir yazı alıştırmasında kullanacağım, kullandıracağım. Nefis... ellerine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hemen bak, al yanina onu ve gel bir de aynaya bak...görüceksin ki o kücük Yesim sana aynadan bakiyor, halen en saf haliyle...

      öpüyorum seni

      Sil
  5. hep mavileri görmek istiyor gözlerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de Özlem'cim..hasret gözlerim mavilere :)

      Sil
  6. Harika olmus yaziniz. Sevgiler.

    Nuray

    YanıtlaSil
  7. insanların gözlerine bakarak konuşurum ben de..
    sırf gözlerine bile bakarak o kadar şey anlayabilirsiniz ki onun hakkında..
    anneme bir fotoğraf göstermiştim küçükken, ve o sınıftaki bir arkadaşın bakışını sevmediğini söyleyip, karakter analizi yapar gibi analiz etmişti kızı :)
    ve annem onunla aynı ortamda bulunmamıştı bile..her dediği doğruydu..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hosgeldin Merve :)

      haklisin, zira gözlerini kaciranlar her zaman bir seyleri de senden kacirmak istiyordur..ama ayni annenin gördügü gibi, o gözler iyiyi de kötüyü de acik ederler görene..

      Sil
  8. Çok güzel bi yazı olmuştu.Gerçekten de gözler, bakışlar hiç değişmiyor.Paylaşım için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  9. Ah Melangeciğim! sen öylşe güzel yazmışsın ki benim yerime söylemek istediklerimi!.dünya kirlendikçe hasretimiz daha da artmakta o çocuk gözlerimizin ve çocuk yüreğimizin naifliğine öyle değil mi..Ama yine de her şeye rağmen bizler o çocuk yüreğimizin bozulmaması için direnmekteyiz..

    Yazmalısın Melangeciğim..Keyifle okudum yazını..Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen de benim dile getirmek istediklerimi cok güzel dile getirmistin son yazilarinda :)
      Dilegimiz hep ayni gördügün gibi..ici, yüregi temiz bakanlarla, kirlenmemis olmayi basaranlarla karsilassin istiyoruz gözlerimiz..öylesine yorulduk ki, kirli gözlere bakmaktan, onlarin bakisi altinda kalmaktan..
      benden de cok sevgiler sana Esmircigim :)

      Sil
  10. yine duyarlı bir konuda duyarlı yaklaşımın olmuş.
    bozulmayalıııım.
    :)

    YanıtlaSil
  11. Gozler büyümeyen tek organımız yanı doğrumuzda nasılsa gozlerımız ölene kadar hep aynı büyüklükte .
    İçinin ne olduğunu hep gostermesi belki de ondandır...
    Yazı cok etkıleyıcı olmuş...
    Duygulara kuvvet.
    Sevgıler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bak bunu bilmiyordum, ne kadar ilginc..

      Sonucta neyse hep o kaliyor gözler,hem içi hem dışı degismiyor...:)

      Sil