19 Temmuz 2011 Salı

An'i yasa...


Daha önce de yazmistim, ama bu cok begendigim deyisi gene yazacagim, söyle demis John Lennon;
„Hayat, tam da; siz baska planlar pesindeyken yasananlardir“… 

Öyle cok planli programli biri oldugum söylenemez ama gene de yaparim ara ara planlar, mesela bu yazi, hazir eski isimden ayrilmis ve önümdeki iki ayi da kendime ayirmis oldugum icin, 1,5 ay boyunca Türkiye’de canimin cektigi gibi gecirebilecegimi planliyordum, neler yoktu ki o planin icinde..ama olamadi, planimda olmayan hayatin plani, beni bu yazi Viyana’da gecirme durumunda birakti, en azindan agustosun ikinci yarisina kadar. Önce kisa bir an üzüldüm, ama bir anda bu davetsiz planin, simdiye kadar imkanim olamamis bir sürü seyi yasayabilme imkani verdigini gördüm. Birincisi, yeni evime alismak, onunla ince ince ugrasmak icin bol bol vaktim vardi, insan calistigi zaman, aldigi kisa tatillerde hep bir yerlere gitme dürtüsü tasiyor nedense ve bu arada evinizde kendinize ayirarak gecirebildiginiz vakit o kadar kisa ki, ben hem tatile bir yerlere gitmek isterdim hem de devamli evimi özlerdim. Iste simdi evim ve ben..bütün gün önümde.. Ikincisi, Viyana yaz aylarinda o kadar neseli ve coskulu ki, her bir kösesinde ayri bir program, etkinlik, konser, sergi vs var, her günü planlasaniz gene yetisemessiniz. Benim yaz aylarinda bunlari görebilme imkanim hemen hic olamiyodu, cünkü ya deli gibi calisir durumda, ya da tatilin basladigi günün aksami ucakta oturuyor oluyordum. Mesela gecen aksam Karlsplatz’daki acik hava sinemasini, özgün adiyle „Yildizlarin Altinda Sinema“yi  kesfettim (bunu söylerken utaniyorum, zira, Viyana'nin göbegindeki bir etkinlik bu bahsettigim). 



Tanrim, ne kadar keyifliydi, Yüzlerce genc insan, kimisi oturacak yer bulunmaz kaygisiyla kendi piknik örtülerini getirip yere sermisler, ufak ufak standlarda snack ve icecekler satiliyor, koskoca bir meydan ve her yer dolu, sinema bedava (o kadar cok sponsor var ki…), Film Haneke’nin Code;Unknown..Biralarimizi aldik, hafiften baslamis olan rüzgara aldirmadan keyifli bir yer bulup oturduk..Sevgili plan kuran hayata tesekkür ettim, benim planimi bozmustu ama O’nunki de hic fena degildi.. Ne yazik ki, hafiften baslayan rüzgar devaminda bir firtinaya dönüstü..Ama o bile benim keyfimi bozamadi. Kendini hayatin akisina birakmak, ani yasamak, tadini cikarmak keyifliydi..

Ayni bu düsüncelerle gecen aksam gene bir film (daha dogrusu iki film) seyrettim, cok sevdigim iki film; „Before Sunrise“ ve „Before Sunset“... Iki film icinde söylenebilecek cok sey var, ama ilk filmde kendini hayatin akisina birakmak degilmidir, Celine’nin Viyana’da Jesse ile trenden inmesi, Paris’e devam etmek yerine.. Üstelik bu „plansiz“akis icinde belki de hayatinin en önemli kisisini bulmasi. Ama onlar gencti ilk filmde, kendilerini birakiveriyorlardi hayatin rüzgarina, her ne kadar filmin sonunda yetiskin gibi davranmaya calistiysalar da ve belki de yetiskin davranma cabasi yaniltti onlari. 



Yok, ara sira birakivermeli insan kendini hayatin akisina, direnmemeli. Bizim planlarimiz tutmasa da hayatin planlari cok daha iyi tutuyor. Ne güzel söylemisti Jesse; 
„Mutluluk yapilandadir, istedigini elde etmekte degil“..

Ve belki de bu akis icinde Nina Simone'nin dedigi gibi "Just in time"







TopOfBlogs

12 yorum:

  1. Viyana deyince Before Sunrise... ımmm.. nefis! Nina Simone deyince de Before Sunset ve son sahne:)

    YanıtlaSil
  2. evet son sahne ve Nina Simone...:)
    sence 9 sene sonra nerde ve ne konusuyor olurlar?

    YanıtlaSil
  3. sinema keyfine özendim doğrusu...

    kendini akışa bırakmak...
    anı yaşamak...
    carpediem....

    becermeye çalışıyorum...zaman zaman unutsam da...
    bu tür yazılar hatırlatıyor,iyi geliyor kısacası:)
    teşekkürler...

    YanıtlaSil
  4. Hayat tamda budur işte. Kendini bırakmak. Aşk gibi..

    YanıtlaSil
  5. Evet aynen dedigin gibi, ask gibi..:)

    YanıtlaSil
  6. 9 sene sonra çocuklardan bitap düşmüş olurlar zannımca.. örnek ben ve eşim:)

    YanıtlaSil
  7. eveeet aynen yazdığın gibi.
    ne güzel yaşamak.
    :)

    YanıtlaSil
  8. 20 yil once gitmistim Viyana'ya, kimbilir neler degismistir. Bu arada kendimi Cafe Melange'de naneli limonata icerken dusledim :)

    YanıtlaSil
  9. Cafe Melange'a hosgeldin :) Viyana cok degisen bir sehir degil, 20 yil önce biraktigin gibi,hersey yerliyerinde..:) umarim yakinlarda yeniden yolun düser, sevgiler

    YanıtlaSil
  10. Ilk film için ben de hep aynı şeyi düşünmüşümdür, mantıklı olmadan, yetişkin olmadan, tamamen kendini hayata bırakarak hayatlarının en güzel en aşık gününü yaşadılar. Her daim yapamasak da arada belki filmi hatırlayıp kendimizi tamamen akışa ve içgüdülerimize bırakmak lazım. Kimbilir hayat bize neler sunacak...
    Bu arada Cafe Melenge hayalini çok sevdim :)
    Sevgiler,

    YanıtlaSil
  11. Merhaba :)
    evet arada icimizin sesine kulak vermeliyiz di mi?

    benden de sevgiler

    YanıtlaSil