5 Şubat 2012 Pazar

Tanistigim ilk devrimci



Ece Temelkuran’in bir yazisi söyle  basliyordu; „Cocukken ilk okunan kitaplarin insanlarin kaderlerini belirledigine iliskin, hic bilimsel olmayan ama derinden güvendigim bir kanaatim var“ … ve ikimizin de bir "ilk kitabina" gönderme yapiyordu.

Düsündüm üzerinde, evet hic bilimselligi yoktu ama bana ne kadar yakin gelmisti bu cümle. Insanlar ilk okuduklari, ilk cocukluk kitaplarinin rotasinda yol almazlar mi, rüzgari hep ordan doldurmazlar mi yelkenlerine diye düsünmeye basladim, evet galiba öyleydi.....söyle bir geriye gittim, gözlerimi cocuklugumda gezdirdim.



Evimizin salonunun bir duvari boydan boya kitaplikti, sigmamacasina kitap doluydu kütüphanemiz.  Önceleri pek anlam veremezdim, niye bu kadar cok..Annemin en önemli ugraslarindan biri de, bana ve kizkardesime (simdilerde de torunlarina) dogru kitap okuma aliskanligi kazandirmakti, bu vesileyle de raflari dolduran biribirinden degerli kitaplara da sira gelecegini anlatiyordu aslinda. Kitap önemli bir konuydu bizim evde, annemin elinde, en sevdigi kitaplarin ilk baskilarini sahaflarda bulupta nasil büyük bir neseyle geldigini hatirlarim mesela..sadece anne ve babamda degil eve gelen dostlarla olan sohbetlerde, onlarin bize bazen „ ee ne okuyorsun bakalim“ sorularinda veya „bak severek okuyacagin bir kitap getirdim“ hediyelerinde kitaplarla daima cok severek devam edecek serüvenim baslamisti aslinda....

Ilk cocukluk yillarimin minik kütüphanesi yavas yavas seklini almaya basladiginda beni de sekillendiyordu beraberinde. Iste o ilk cocukluk kitaplarimin actigi yolda, kütüphanemizdeki kitaplari ilk genclik yillarimda bir solukta okuyup bitirme telasi icindeydim.



O günkü cocuk kütüphaneme söyle bir göz attigimda bir cirpida gözüme takilanlar; Tom Amcanin Kulübesi okudugumda derinden etkilemisti beni kölelik kavramiyla karsilasmak… özgürlügünün baska birinin elinde olmasi, o insanlarin cektigi acilar..seneler sonrasinda ögrendim ki Harriet Beecher’in eseri Amerikan ic savasi`nin baslamasina olan büyük etkisinden dolayi da „dünyayi degistiren kitaplar“  listesinde yer almis bir kitapti., Yel Üfürdü Su Götürdü, Sevdali Bulut’da Nazim Hikmet’in cocuklar icin yazdigi en güzel masallari okudum, sevgiyi, zorbaliga boyun egmemeyi., Seker Portakali’nda kücücük Zeze’nin yoklukla ilgisizlikle, sevgi dolu yüregiyla basa cikisi,  Seytan ucurtmasi, Fedor Amca’nin kedileri köpekleri, Kücük Kadinlar’in Jo’suna bayilmistim, onun asi ve dikafali ruhuna, Cocuk Kalbi ve daha bir sürüsü ve bir de Kücük Kara Balik...

Kücük Kara Balik… o benim tanistigim ilk minik devrimciydi. Boyundan büyük islere kalkisan…


Balik Nine, sayilari 12.000 i bulan yavru ve torunlarina masal icinde özgürlügün degerini, baski ve zulme karsi gelinmesini anlatiyordu kahramani  kücük kara balikla..Kücük Kara Balik, cevresindeki bütün baskilara karsi cikarak, o kücücük irmakta sadece ona sunulanlarla yetinemez, okyanusa ulasmak ister.. Halbuki korunaklidir irmak, herseye uydugu sürecede hic bir sorun yoktur…Ama o ögrenmek ister, hayatin onlara dayatilandan cok daha zengin oldugunu, özgür, baskisiz yasamanin ne denli önemli oldugunu bizzat basi cekerek arkasindan geleceklere ispatlamak, yol gösterici olmak ister. Tabii ki cogu korkar, sürüden ayrilmaktan, katilmaz ona , kimileri katilsa da yari yolda birakiverirler onu, karsilarina cikan ilk darbede… Oysa kücük kara balik, o devrimci dogmustur… o, herkesin karsisinda tir tir titredigi karabatagin gagasina yakalandiginda  dahi umidini, savasma gücünü kaybetmez, baska bir kücük baligin özgürlügüne kavusmasina da yardim ederken kendi kacmaz, onun amaci hayati pahasína da olsa o üzerlerine korkuyla baski kuran karabatagi yok etmektir. Karabatak yok olur, ama ya kücük kara balik… kitabin sonu söyle biter; „bir daha da onu ne gören ne duyan olur“ der Balik Nine…belki birilerinin kafasinda bir isik acmisimdir diye düsünerek hadi bakalim simdi herkes uykuya der… Acmistir tabii..Onikibin kücük balik iyi geceler dileyip uykuya giderken On bir bin yüz doksan dokuz kücük balik hemen uyur, ama kücük bir kirmizi balik sabaha kadar okyanuslari düsünür durur…

O önden gidenlerin amaci da bu degil midir, bilirler yollarinda yalniz olduklarini, ama inanirlar ideallerine ve icten icten bilirler, belki simdi olmasa bile gelecek nesillere bir isik birakacaklardir, bir yol acmis olacaklardir, ayni kücük karabaligin hikayesini dinledikten sonra artik farkli düsünmeye baslayan kücük kirmizi balik gibi… Ve bugün milyonlarca kisi onu konusuyorsa, o gercek hedefine de ulasmistir. Ama burda Balik NIne’lerin de önemini asla kenara atmayalim,  o Balik Ninelerdir kücüklere, o kücücük kara baligin azmini, idealleri ugruna yola cikmak gerektigini, tek bir minnacik baligin neleri degistirebilecegini anlatan aydinlik masallarinda..

İran şahlık rejiminin muhalif yazarı Samed Behrengi’nin en ünlü iki kitabından biri olan Küçük Kara Balık, 12 Eylül sürecinde Türkiye'de yasaklandığı gibi, halen İran'da da yasaklı kitaplar listesinde bulunmaktadır.
Behrengi’nin eserlerinde anlattığı gerçekler Şah yönetimince zararlı bulundu. 1968'de 'kayboldu'. Cesedi Aras Nehri kenarında bulundu.
Eserlerinden büyüklerin de pek çok şey öğrendikleri belirten Behrengi, şöyle diyor: 
"Çocuklar, bu toplum babalarınızın size miras bıraktığı toplumdur. Yaramazlıklarınızı aza indirmeli ya da hatta tümüyle bırakmalısınız. Bu toplumun sorunlarının üstesinden gelecek çözüm araçlarını aramalı, bulmalı ve de hastalıkları yok etmelisiniz.
Toplumu tanımanın birkaç yolu vardır. Bu yollardan biri kitap okumaktır. Kitapların hem en iyisini seçmeliyiz, hem de bizim çeşitli sorularımıza yanıt verenlerini. Kitap toplumumuzu ve öteki ulusları bilgilendirmek ve bize toplumsal hastalıkları göstermek zorundadır.
Öyküler bizlere, toplumumuzun gerçek bir resmini çizebilir; sorunlarını ve nedenlerini açıklayabilir. Öyküler, okuyanları yalnızca eğlendirmez. Bu yüzden ben de akıllı çocukların öykülerimi yalnızca hoş vakit geçirmek için değil, öğrenip bilgilenmeleri için okumalarını istiyorum."

Evet, dogru, okunan ilk kitaplar kaderimizi  belirliyor bir anlamda, Behrengi’nin de dedigi gibi bizi eglendirirken ögrenmemizi, düsünmemizi, arastirmamizi sagliyor  dogru kitaplar ve  daha sonra okuyacagimiz kitaplarin icerigini, tarzini belirliyor, ilk kitaplara göre omurgamiz aslinda sekil aliyor, o kitaplari okumus olanlarla daha cok ayni dili konustugumuz hisine kapiliyoruz, ve o okudugumuz kitaplar bizim algilamamizi, düsünce seklimizi, duygularimizi, kendimizi ifade yetenegini aslinda bizi belirliyor bir parca..  Ve bu da hayatimiza yön belirleyen önemli bir parca oluyor aslinda.. Eger adina kader deniliyorsa…


43 yorum:

  1. Sevgili Itır, beni çok mutlu etti bu post, çok severim Bahrengiyi:) tüm hikayeleri güzeldir evimde set halinde mevcuttur. Mezarında uyuyamasın Şah denen pis adam:(

    YanıtlaSil
  2. Mezarda olanlar neyse de onun gibilerinin hayatta olanlariyla benim derdim..:)

    YanıtlaSil
  3. Yaşaşın Samed Bahrengi diyorum o zaman :) benden önce davranmış oldun ben bir türlü İtanbul'a bağlayacak bir hikaye bulamadığım için Küçük Kara Balığı yazamamıştım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet! :) yasasin Samed Behrengi..

      Istanbul'da bir akvaryum yaptilar biliyorsun, öyle alip baslarini okyanusa cikmaya calisan kücük kara baliklar icin, karabataklarla ugrasmaya kalkmasinlar, diger baliklari uyandirmasinlar, otursunlar, söz dinlesinler diye,tutup tutup o akvaryuma atiyorlar :)

      Sil
  4. Balık nine den ögrendiğimiz gibi derdimiz hep tek kişide olsak neleri değiştirebileceğimiz bilincin de olma hali. Belki biz şu an bilmiyoruz ama ileride bizleri de anlatacak bir balık nine bulunur:):):):):):

    YanıtlaSil
  5. Nemika'cim ne güzel bir sürprizsin:)

    Bakarsin bizi de anlatanlar olur..biz yilmadigimiz sürece, vazgecmedigimiz sürece..
    sevgilerimi yolluyorum sana

    YanıtlaSil
  6. Bu güneşli Pazar sabahında ve eşlik eden şahane hafif müzikler ve bir bardak çay eşliğinde okuduğum bu yazı, Bahrengi' nin Türkiye' deki bir küçük balığa ulaştığı ve onu bu günün "Balık Nine" si olarak başka küçük balıklara mükemmel bir örnek teşkil ettiğinin güzel bir kanıtı bana göre.
    İyi Pazarlar Melange.....

    YanıtlaSil
  7. Asuman'cim..ne güzel bir yorum bu..

    Cok sevgiler sana, keyifli bir pazar olsun

    YanıtlaSil
  8. Sevgili Melange, ben ne yazık ki Küçük Kara Balık'la biraz geç tanıştım ama sonuçta iyi ki tanıştım, o ayrı:) Yukarıdaki yorumda da dediğn şey ne kadar önemli aslında. Mezarda olanlardansa hala yaşayanlar aslında en büyük derdimiz. 80 islam devrimi'nde girdiği sürece rağmen İran oldum olası müthiş bir direniş kültürü barındıran bir toplum. Bugün dünyanın her yerinde hem edebiyatta, hem sinemada, daha doğrusu sanatın her alanında herkesi sallayan yapıtlar üretiyor İranlı sanatçılar. Yüzyılların, binyılların kültürü Pers kültürü. bunu hele de bugünki gibi totaliter rejimlerin bastırmasına, engellemesine imkan yok bence. dener ama sadece dener, o kadar.

    Ne güzel bir tesadüf ki Tom Amca'nın Klübesi benim için de inanılmaz önemde bir kitaptı. Bir mihenk taşı. Gündüz okur, gece rüyamda görürdüm okuduklarımı. Sonra Şeker Portakalı... Kaç kez okdum kimbilir.

    Çok güzel bir yazı olmuş, ellerine, yüreğine sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. cok dogru diyorsun Zero, kac bin yillik Fars kültürü, alimleri, filozoflari, sairleri yetistirmis dünyaca ünlü..kültürel gecmisi bu kadar güclü bir ulus dogal olarak her tür baskiya ragmen de gene uluslarasi alanda dedigin gibi büyük sanatcilar cikariyor. Birgün onlarin sayesinde atacaklar bu karanligi üstlerinden..

      tesekkür ederim güzel yorumuna :)

      Sil
  9. Tom amcanın kulübesi ve gümüş patenler . En sevdiğim iki kitabımdı. Görünce takılıp kaldım sayfada, çocukluğuma gittim. Bugün karşılıklı mutlu olduk, ne güzel.Teşekkürler bu güzel hatırlatma için.
    Sizin hayaliniz, benim de hayalim. Mini bir kültür cafesi. Kim bilir bir gün belki her ikimizde hayalimizi gerçekleştiririz. Müziklere bayıldım. Bu güzel misafirperverlik için ayrıca teşekkür ederim. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah ya Gümüs Patenler.bak onu atlamisim..halbuki o zamanin Istanbul'unda paten kaymak ancak hikayelerde okunup, tatli hayali kurulan bir seydi, tahtaydi onlarin pateni..ne keyifle okumusumdur onu da..

      Evet, katiliyorum dilegine, umarim bir gün gönlümüzdeki cafelere kavusuruz..40 kere söylersen olur derler, denesek mi acaba :))

      sevgiler benden de

      Sil
  10. Çocukluğumun güzelim kitapları...
    Bana okumayı sevdiren kitapları kızıma alıyorum şimdilerde. Yol o hep bizim bildiğimiz yol.

    sevgimle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keyifli kismi da bu degil mi..

      sevgiler sana da Gülgün :)

      Sil
  11. Bu kitapları okumuş olmakdan daha güzel olan şey; siz gibi ben gibi daha bir çok ebeveynin bir şeyler öğrendiği bu kitapları çocuklarına okutturması. Çocukluğumda okuduğum ve bende yer etmiş olan kitapları bulmaya ( sık taşınan valide-peder ablamla ben evden ayrılınca kitapların hepsini bağışlamıştı) sahaf gezmek ayrı bir keyif benim için. Ve okuduktan sonra oğlumla kitaplar hakkında konuşmak apayrı keyif.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bayildigim sey sahaflari dolasmak..burda da seviyorum ama Istanbul kadar hic bir yer ayni zevki vermiyor nedense..onlarin kokusu, hissi, yapilan sohbetlerin tadi..herseyi baska iste..

      Sil
  12. baştan sona çok duyarlı anılar.

    blogunun müziği de sana uygun gibi.
    :)

    YanıtlaSil
  13. bu yaziyi okumak için girdim cafenin kapisindan iceri ve müziklere kapildim :)
    kucukluk anilari, algilari oylesine ilgimi cekiyor ki bir suredir.. yukaridaki tom amcanin kulubesini gorunce bir 30 yil oncesine gidiverdim..oyle net hatirliyorum ki bu kitabin kapagini, hatta kokusunu. koptu kopacak kapagini.Ben oyle uzun uzun bakardim kitaplarin kapaklarina kucukken.. resimli kitap diye seyler yoktu o vakitler.. okumayi ogrenince ancak kitaplarin kapilari acilirdi bize.. alice in dedigi gibi icinde resim ve konuşma olmayan kitap ne işe yarar ki diye düşünürdüm ben de o vakitler :) bu nedenle genelde tek görsel olan kapaklarla saatlerce bakışmak gibi bir durumum olurdu. O kısımlar çok net bu nedenle..ama içeriğine tepkilerim neydi acaba? Bizim ev biraz kalabalikmıs kimse dikkat edipte aklinda tutmamıs :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beyhan, söylediklerin bana ne kadar tanidik..bu yaziyi yazarken, Tom Amcanin kapagi en ince ayrintisina kadar aklimdaydi, cünkü aynen dedigin gibi biz o zamanlar kapaklarla bir bag kurardik aramizda, veya kitabin icindeki bir, iki cizimi en ince detayina kadar kazirdik aklimiza, bu yüzden cocukluk kitaplarim, öylesine canli bir ani ki bende..tüm tasinmalara ragmen kitabimin hala benle oldugunu düsünüyordum ve telasla kalkip buldum, ne mutlu etti beni gene elime almak..

      Bu arada güzel sözlerin icin de tesekkür ederim, iyi ki girdin iceri, hep beklerim seni artik :)

      Sil
  14. küçük kara balık'ı yine bulsamda kızıma okutsam. öyle bi derdim var işte benimde. küçükken severek okuduğum kitapları ona okutmak istiyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buket, Can yayinlarindan bulabilecegini zannediyorum..
      Eminim o da severek okuyacaktir..

      Sil
  15. Küçük Kara Balık`ı bizim çocuklara okulda okumaları için verdiler. Daha doğrusu 2.sınıf dönem ödevi tarzı bir şeydi. Okuyup, kitabın içeriği, özeti vs.yazmaları gerekiyordu. Ben de tekrar okumuştum bu vesileyle, çok severim.

    Annenizi takdir etmek lazım. Kitap sevgisi çok önemli. Büyüdüğüm ev ne yazık ki öyle değildi, arada sırada okunurdu kitap. Ben de hiçbir zaman kitap kurdu olamadım. Şimdi çocuklarım için elimden ne gelirse yapıyorum, sevdikleri kitapları kendilerinin almalarına izin veriyorum, ikisinin de dergi üyelikleri var.
    Büyük oğlum biraz görev icabı okuyor gibi, küçük daha hevesli. Bakalım zaman ne gösterecek:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar sevindirici bir sey, okuldan ödev olarak bu kitabi secmeleri..takdir ettim gercekten.

      Tesekkür ederim, evet annem asla yilmayan bir "devrimcidir" diyebilirim aslinda..onun kizlari olmak bize cok sey katti..ama ben nerde hata yaptim bilemiyorum, cünkü benim cocuklarim ayni istahla kitap okur olamadilar kücük yaslarda, oglum artik severek okumaya baslasa da, kizim hala zorlaniyor. Ah ben onun yasinda sunlari sunlari okumustum, ne yazik geciyor zamanlar diye üzülüyorum..belki onun icin de zamani gelicek diye ümit ediyorum. yani senin duygularini gayet iyi anliyorum..:)

      Sil
    2. Okul, kitapları gerçekten çok iyi seçiyor. Bu sene de her ay bir kitap veriyorlar okumaları için, kitap takip listeleriyle de takip ediliyor.
      Öğretmeniyle görüştüm kitap okuma konusunda. Çok istekli değil diye. Öğretmeni biraz rahat bırakmaktan yana. Çok üstüne gidilmesin diye tavsiyede bulundu, ben de öyle yapıyorum:)

      Sil
    3. evet, haklisin (yani ögretmeni de hakli) aslinda, üzerine gitmek ters tepki yaratiyor, yavas yavas sevecegi tarzda kitaplari önüne koyuyorum bazen. Yavas yavas ilgisini cekmeye basladi..:)

      Sil
  16. Ben çocukken kütüphanemiz yoktu ama babamı ne zaman görsem elinde ya kitap ya dergi olurdu. Hep okurdu, ondan alıştım bende okumaya, bugün çok sevdigim kitaplarımla dolu bir kütüphanem var, hepsi okunmuş..

    Yazdıgın, hatırlattıgın kitapları görünce bir ah dedim. Kardeşim büyümeye başladıgında ona ilk aldıgım kitap, küçük kırmızı balık tı :) sonra bende keyifle okumuştum. Tom amcanın kulubesi, şeker portakalı..

    Okunan ilk kitaplar kaderimizi belirliyor demişsinya, evet bencede, belkide bundandır kardeşimle bu kadar iyi anlaşmamız. Ortak dilimiz kitaplar..

    Itır ( adınla hitap edebilirmiyim? ) çok naif bir yazı, çok tsk ederim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asli'cim cok da memnun olurum üstelik bana Itir dersen..

      Cok dogru, ayni duygularda bulusturan kitaplarin kardeslige etkisi eminim cok fazla, bugün benim de kiz kardesimle olan durumum gibi..

      Sil
  17. beni cok duygulandirdin... kücük kara balik.. hayati tanimaya baslamanin tanimiydi benim icin.. dün gibi aklimda. tom amcanin kulübesi, benim icin cok ayri bir yeri vardir okul ödevi olarak sectigimde grafigine vasif abinin (vasif öngören) yardim etmesi, hala unutamadigim bir mutluluk ve paylasim... yine aglattin beni güzel itirim.... sevgiyle kucakliyorum seni, tesekkürler....ebru

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ebrum..biliyormusun heyecanla kitabi kütüphaneden cikardigimda aklima senin cizimin geldi, dün amnem hatirlatti; "Ebru'ya Vasif'cim yardim etmisti ciziminde diye..iki kitap bize nerelere tasidi bir anda..ben de seni öpüyorum canim

      Sil
  18. Kızım daha doğmadan 2 kitap aldım ben. Küçük Kara Balık ve Küçük Prens :) İstedim ki ufku geniş olsun, sorgulasın, hayallerinin peşinden koşsun. Umarım başarır.

    Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dilegimiz hep bu Ilknur..cocuklarimiz aydinlik düsünceli, genis ufuklu olsunlar..

      Asil dilegim bir degil, binlerece kücük kara baligin cikmasi..:)

      Sil
  19. Yazdıkların beni çocukluğuma götürdü . Tom Amca'nın kulübesi , Şeker Portakalı ...
    Behrengi'nin kitaplarını çok severim ve çocuklara genellikle kitap hediye ettiğimden , onun kitaplarından da seçerim . Küçük Kara Balık , Sevgi Masalı , Bir Vardı Bir Yoktu , Bir Şeftali Bin Şeftali gibi .
    Çok güzel bir yazı olmuş , teşekkürler , sevgiler.

    YanıtlaSil
  20. Tesekkür ederim Zeynep, ne güzel,cocuklara verilebilecek en güzel hediyelerden biri güzel kitaplar


    Sana da sevgiler

    YanıtlaSil
  21. İlk okunan kitaplar unutulmuyor. O kitaplarda masumiyet var bence. En son okuduğun kitap nedir diye sorsalar hatırlayamam belki ama ilk okuduğum kitapların yazarlarını bile hatırlıyorum.

    Cafe Melange'nin bir gün fiilen açılması dileklerimle..

    Ankara'dan Viyana'ya sevgiler..

    YanıtlaSil
  22. Hosgeldin Nesli :)

    Evet belki de unutulmamasinda ilk ögrenmenin heyecani, yenilige acikligi, ilk duygular var..ve bizim masumiyetimiz var.

    Tesekkür ederim dilegine, ben de ümit ediyorum bunu..:)

    Benden sevgiler sana

    YanıtlaSil
  23. müzik güzel..kitaplar da öyle...
    ilk okumalar büyük oranda örtüşüyor..ben de yukardaki kitapların çoğunu ezberlercesine okumuştum..behrenginin pancar satan çocuğu da çok güzeldi...kızım doğduğunda da ilk olarak şeker portakalı ve bir şeftali bin şeftali-küçük kara balık ı almıştım..özenle bekliyorlar bilinçli bir okumayı...

    sevgiler...

    YanıtlaSil
  24. hahaa..pek güzelmis :)bana haftasonuna kadar izin verir misin? zor is zira..:)

    YanıtlaSil
  25. Blogumdaki güncelleme probleminden dolayı yeni bir blog açtım....Yeni sanat bebekleri çalışmalarımı izlemek isterseniz beklerim:)sevgiler

    YanıtlaSil
  26. Samed Behrengi'nin Küçük Kara Balık'ı benim de ilk kitabımdı. Sonra da Şişkolarla Sıskalar ve Küçük Prens. "Tanıştığım ilk minik devrimci" tanımlamasına bayıldım. Mutluluk veren yazı için teşekkürler, ellerine sağlık.
    Aybige-Kedi Defteri
    www.kedidefteri.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. cok tesekkür ederim :)

      kedi defterini umarim yeniden hayata gecirirsin..ne güzel bir blogmus..

      Sil